| 120 «Günâhın açığını da, gizlisini do bırakın. Günah kazananlar, kazandıklarına karşılık şüphesiz ceza göreceklerdir.» İslâmın zuhurundan önce, câhiliye devrinde Araplar açıkta yapılan zinayı günah sayıyorlar, gizli zinayı buna dahil etmiyorlardı. İlâhi bir kanun olan Kur'an-ı Kerim, muhatabı olan insanlara; sağlığa, aile hayatına, dine ve ahlâka, topluma zararlı olan şeyleri yasaklamıştır. Zinanın gizli olanı da, açıkta yapılanı da kötülük bakımından eşittir. Zina aile hayatını yıkar, insanları ahlâkî yönden alçaltır. Allahü teâlâ bunu şöyle beyan ediyor; «Günâhın açığını da, gizlisini de bırakın.» Fuhşun açığı ne ise gizlisi de odur. Ayette buyurulduğu gibi günâhın gizlisi - açığı olmaz, hepsi birdir. Bir kısım tefsirciler âyette geçen «zahirden» zina, «bâtından» da öpme, elleme ve bakma anlamlarını çıkarmışlardır. Her ikisi de büyük günahtır. Bazıları da «zahire» ma'siyet, «bâtına' da farzların terki demişlerdir. Her ikisini de işleyen büyük günah irtikâp etmiş olur, Ma'siyet işleyen de, farzları terk eden de büyük günaha girer. Günah kazananlar, kazandıklarına karşılık şüphesiz ceza göreceklerdir. Herkes hayır ve şerden kazandığının karşılığını mutlaka görecektir. Hiç kimsenin ameli karşılıksız kalmayacaktır. | 
﴾ 120 ﴿