|
124 «Onlara bir âyet geldiği zaman: "Allah'ın peygamberlerine verilen bize de verilmedikçe iman etmeyiz" derler, Allah, peygamberliğini vereceği kimseyi daha iyi bilir. Suç işleyenlere Allah katından bir aşağılık ve hilelerinden ötürü de şiddetli bir azap erişecektir.» Hazret-i Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem) Peygamber olarak gönderilince Mekke'liler, kendisinden peygamber olduğunu isbat eden alâmetler ve mû-' cizeler getirmesini isterler. Peygamberimiz de Allah'ın izniyle onlara nübüvvetini isbat eden bir çok mucizeler gösterir. Müşriklerden bir kısmı da «Şayet peygamber isen ayı ikiye böl» derler. Peygamberimiz de bir mucize olarak şehâdet parmağım işaret etmek suretiyle ay» ikiye böler. Bir müddet sonra ay tekrar birleşir. Bu mucizeyi birçok insan görmüş, bir kısmı iman etmiş, iman etmeyenler de «Allah'ın peygamberlerine verilen bize de verilmedikçe iman etmeyiz» demişlerdir. Bu âyetle temas edilen olay şudur: Müşriklerden Velid ibn Mugire ile Ebû Mes'ud Es-Sekafi «Eğer Allah vahiy indirmek isteseydi, bize de vahiy indirirdi» derler. Bunun üzerine Allahü teâlâ yukardaki âyeti inzal ederek şöyle buyurmuştur: «Allah, peygamberlik vereceği kimseyi daha iyi bilir.» Ona göre peygamberlik verir. Yoksa peygamberlik veraset yoluyla babadan oğula intikal etmez. Ancak Allah peygamberliği dilediği kimseye Verir. Mekkeli müşrikler böylece peygamberi yalanlamışlar, Allah tarafından gönderilen vahyi inkâr etmişlerdir. Allah'ın indirdiği vahyi inkâr edenler, inkârlarının cezasını mutlaka göreceklerdir. Allahü teâlâ bunu şöyle beyan ediyor: «Suç işleyenlere Allah katından bir aşağılık ve hilelerinden ötürü de şiddetli bir azap erişecektir.» Hiç şüphe yok ki hayır yapanlar mükâfatlarını, şer yapanlar da cezalarını göreceklerdir. |
﴾ 124 ﴿