100

«Birinci dereceyi kazanan muhacirler ve Ensâr ile, onlara güzel güzel uyanlardan Allah hoşnud olmuştur. Onlar da Allah'dan hoşnuddurlar. Allah onlara, içinde ebedî kalacakları, altlarından ırmaklar akan cennetler hazırlamıştır. İşte bu, en büyük bahtiyarlıktır.»

İslâm'ın bidayetinde Müslümanlığı hemen kabul eden Mekkeliler, dinleri uğruna yerlerini-yurtlarını bırakarak, her türlü meşakkat ve zorluğa katlanmak suretiyle düşmanların zulmünden kurtulmak için Medine'ye hicret etmek zorunda kalmışlardı. Dinleri uğruna Mekke'den Medine'ye hicret eden, Allah ve Peygamber dostları «Muhacir» unvanını almışlar, Medine'de bunlara kucaklarını açan ve yerlerine-yurtlarına ortak edecek kadar hamiyetseverlik gösterenler de, yardımcı anlamına gelen -Ensâr- adını almışlardır. Onlardan ve onlara tâbi olanlardan Allah hoşnud olmuştur. Onlar da Allah'dan hoşnuddurlar. Allah onlara, içinde ebedi kalacakları, altlarından ırmaklar akan cennetler hazırlamıştır.

İmam-ı Süddi (radıyallahü anh)'ye göre, hicret Mekke'nin fethinden öncedir. Mekke fethedildkiten sonra yurtlarını terkedip Peygamber'in yanına gelenlere Muhacir denmez, tabî denir. Bundan dolayı Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem), Mücâ'şâ ibn Mes'ud, kardeşinin oğlunu alıp Peygamber'in yanına gelerek 'Ey Allah'ın Resulü, sizinle hicret etmek üzere bîat etmeye geldik» dediği zaman, -Hayır, bundan sonra, yani Mekke'nin fethinden sonra hicret üzere biat yoktur, sadece İslam üzere biat vardır- buyurmuştur. «Birinci dereceyi kazanan Muhacirler ve Ensâr ile, onlara güzel güzel uyanlardan Allah hoşnud olmuştur, Onlar da Allah'dan hoşnuddurlar, Allah onlara, içinde ebedî kalacakları, altlarından ırmaklar akan cennetler hazırlamıştır. İşte bu, en büyük bahtiyarlıktır.- Kullar için en büyük mutluluk, en büyült bahtiyarlık, Allah'ın azabından kurtulup, rahmetine ve cennet nimetlerine kavuşmaktır.

100 ﴿