|
111 «Şüphesiz ki Allah, Allah yolunda savaştıp, Öldüren ve öldürülen mü’minlerin canlarını ve mallarını, Tevrat, İncil ve Kur'an'da söz verilmiş bir hak olarak cennete karşılık satın almıştır. Verdiği sözü Allah'dan daha çok tutan kim vardır? Öyleyse yaptığınız alışverişe sevinin. Bu, en büyük saadettir.» Allahü teâlâ, canlarını ve mallarını Allah yolunda feda edip, İslâm dinini yüceltmek, küfür ve şirki yok etmek için savaşa gidenlere bir hak olarak cennetini vermiştir. Bu hak, Tevrat'ta, İncil'de ve Kur'an'da mü’minlere söz verilmiş bir haktır. Allah, mü’minlerin mallarını ve canlarını cennete karşılık kendilerinden satın almıştır. Ayette geçen satın alma lâfzı bir temsil içindir. Zira kulların malı yoktur, kulun neyi varsa hepsi Allah'ın mülküdür. O sadece bir bekçidir. Tıpkı bir kölenin efendisinin malının bekçisi olduğu gibi. Efendi, köleye muayyen bir zaman malını tasarruf yetkisi verir. Köle de, o mal benim zannederek istediği yere sarfetmeye başlar. Neticede sahibi malı köleden alır ve onu azleder. Köle bir hak iddia edemez, çünkü mal sahibinde hiçbir hakkı yoktur. Kul da böyledir. Allah'ın mülkünde hiçbir hakkı yoktur ki, Allah'a neyi satsın? Bundan maksad, kul, Allah rızası için harcamış olduğu şeyin karşılığını Allah katında fazlasıyla bulacaktır. Mü’min malıyla, canıyla Allah yolunda yapmış olduğu cihada karşılık cenneti kazanacak ve onu satın alacaktır. İşte bu, en büyük saadet ve en büyük kurtuluştur. Yüce Allah bunu şöyle beyan ediyor: -Şüphesiz ki Allah, Allah yolunda savaşıp, öldüren ve öldürülen mü’minlerin canlarını ve mallarını, Tevrat, incil ve Kur'an'da söz verilmiş bir hak olarak cennete karşılık satın almıştır. Verdiği sözü Allah'dan daha çok tutan kim vardır? Öyleyse yaptığınız alışverişe sevinin. Bu, en büyük saadettir.' |
﴾ 111 ﴿