17

«Rabbınden açık bir delile mazhar olan, ardınca da Rabbi tarafından bîr şahit gelen, ondan önce de Musa'nın rehber ve rahmet olan kitabını tasdik eden kimse başkaları gibi midir? İşte onlar Kur'an'a inanırlar. Herhangi bir güruh onu inkâr ederse onun vaad edilen yeri ateştir. Sen de bundan şüphe içinde olma. Çünkü o, haktır, Rabbindendir. Fakat insanların birçoğu iman etmezler.»

İbn Abbas, Ebûl Âliye, Mücâhid ve İmam-ı Katâde (radıyallahü anh) şöyle demişlerdir: «Allahü teâlâ, Hazret-i Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem)'in nübüvvetini ve mucizelerini açık delillerle beyan etmiştir. Kur'an, Allah tarafından Cebrail vasıtasıyla gönderilmiş olup, Allah kelâmı olduğuna şahit tutulmuştur. Kur'an Peygamber'in en büyük mûcizesidir. Cebrail, Hazret-i Muhammed'e Kur'an'ı getirdiği gibi, Hazret-i Musa'ya da insanların iman ve hükmüyle amel etmeleri için Tevrat'ı getirmiştir. Yüce Allah bütün bunları insanların iman edip hükmüyle amel etmeleri için göndermiştir. Bunlara iman edenlerle iman etmeyenler hiç bir olur mu? Elbette bir olmazlar. İman etmeyenler dünya ve âhiret nimetlerinden mahrum oldukları gibi, inkâr ve küfürlerinin de cezasını göreceklerdir. Onlara vaad edilen yer ateştir. İman edenler ise ebedî dünya ve âhiret nimetlerine nail olacaklardır. Yüce Allah bütün nimetlerini onlar için hazırlamıştır. Allahü teâlâ Peygamberine «Yâ Muhammed, sen inkarcıların azaba uğrayacaklarından asla şüphe etme» buyurmuştur. Görülüyor ki, iman edenler mükâfatını, iman etmeyenler de cezalarını göreceklerdir. Allah'ın vaadi haktır, Allah vaadinden asla dönmez. Fakat insanların çoğu iman etmezler.

17 ﴿