4 «Yeryüzünde birbirine komşu toprak parçaları, tek ve çok köklü üzüm bağları, ekinler ve hurma ağaçları vardır. Hepsi de aynı su ile sulanır. Buna rağmen lezzetçe onları birbirinden farklı kılmışızdır. Şüphesiz ki bunlarda düşünenler için ibretler vardır.» Allahü teâlâ yeryüzünde birbirine komşu toprak parçaları yaratmıştır. Bu toprak parçalarından kimi ziraata elverişli, kimi değildir. Kimi bozkır, kimi ormanlıktır, kimi çeşit çeşit meyvelerle donatılmıştır, kimi kayalıktır. Kimi gül bahçesi, kimi dikenliktir. Kimi yer çoraktır, kimi yer münbittir. Bazı yerler düz, bazı yerler yamaçtır, kimi yerlerin rengi siyah, kimi yerlerin beyaz, kimi yerlerin kırmızıdır. Kimi yerden soğuk, kimi yerden sıcak, kimi yerden tatlı, kimi yerden acı, kimi yerden de tuzlu su çıkar. Kimi yerde tek ve çok köklü üzüm bağları, meyve bahçeleri, hurma ağaçları, ekin tarlaları, gül bahçeleri, otlaklar vardır. Bunların hepsi de aynı su ile sulamr. Buna rağmen Yüce Allah onları lezzetçe birbirinden farklı kılmıştır. Bu meyvelerin, yemişlerin tatları, 'lezzetleri, renkleri başka başkadır. Birinin tadı diğerine asla benzemez. Ağaçların bile şekli başka başkadır, kimi meyve verir, kimi vermez, kimi uzundur, kimi bodur, kimi serttir, kimi yumuşak, kiminden zinet eşyası olur, kiminden odun. Bütün bunların birbirinden farklı oluşunda ne suyun ve ne de toprağın bir rolü vardır. Su bunları niçin suladığını, yer niçin bitirdiğini bilmez. Bütün bunlar Hâlik-ı Zülcelâl'in yaratmasıyla vücûda gelmiştir. Aklı olanlar bunların Allah'ın kudretiyle meydana geldiğini anlar. Çünkü bunların hiçbiri tesadüfen olmamıştır, herbiri bir yaratıcının varlığını isbat etmektedir. Bunlar Allah'ın birliğine ve kudretine delildir. O, dilediğini yaratır, bir şeye ol dedi mi o şey olur. Âdemoğlu da tıpkı toprak gibidir. Aslı bir olmasına rağmen renkleri, karakterleri, hareketleri, şekilleri, konuşmaları, fiziksel görünümleri, ahlâkları, ahlâksızlıkları, cehaletleri, bilgileri, akılları, düşünceleri, becerileri beceriksizlikleri birbirinden farklıdır. Yeryüzündeki insanların hepsi bir araya gelseler, birbirinin aynı iki insan bulmak mümkün değildir. Çok küçük de olsa birbirlerinden farklı yönleri mutlaka vardır. Bu insanların kimi kâfir, kimi mü’min. Mü’minlerin de kimi asi, kimi muti, kimi cahil, kimi âlim, kimi de Salih'lerdendir. Bütün bunların farklı oluşu Allahü teâlâ'nın varlığına ve birliğine delâlet etmektedir. Düşünebilenler için bunlarda büyük ibretler vardır. Aklı olanlar bunlardan ibret alıp Allah'ın varlığına ve birliğine iman ederler. |
﴾ 4 ﴿