9

«Kur'an'ı biz indirdik, biz. Onun koruyucuları da, şüphesiz ki biziz.»

Hazret-i Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem), Allah tarafından kendisine kitab gönderildiğini söyleyince, kâfirler kendisini yalanlayıp şöyle demişlerdir: «Ey kendisine kitab indirilen kimse, sen şüphesiz ki delisin. Eğer gerçekten doğru söylüyorsan azab meleklerini getir, bize azab etsin, o zaman senin peygamber olduğuna inanırız.» Yüce Allah onların bu bâtıl iddialarını reddederek şöyle buyurmuştur: «Biz melekleri ancak vahiy ile peygamberlerimize indiririz veya bir kavmi helak etmek için azab ile göndeririz. Azab ile gönderdiğimiz zaman asla o kavme mühlet vermeyiz. Ey kâfirler, siz peygamber misiniz ki, size melek gelsin. Size ancak azab ile melek göndeririz. O zaman size göz açıp yumacak kadar bile mühlet vermeyiz. Kur'an'ı biz indirdik, onun koruyucusu da biziz, hiç kimse onun bir harfini bile değiştiremez. «Kur'an, gönüllere huzur, okuyanlara saadet, okunan evlere bereket, ölülere rahmet, hastalara şifa, dertlere deva, gözlere nur, mü’minlere rahmet, kâfirlere azabtır. O. paslanmış kafaları, kararmış gönülleri Allah'ın nuru ile aydınlatır. Çalışmayan kafaları çalıştırır, düşünemeyen gönülleri düşündürür. Ümitsizliğe düşenleri ümitsizlikten kurtarır. Yolunu sapıtanları hidâyete, felâkete düşenleri kurtuluşa, kâfirleri imana, iman edenleri de Allah'a götürür. O, Allah kelâmıdır, ona dil uzatanların dili, el uzatanların eli kurur.

9 ﴿