11

«Bunun üzerine yıllarca mağarada onların kulaklarına perde vurduk.»

Dekyanus'un zulmünden kaçıp mağaraya sığman o imanlı gençler bir müddet zikir ve ibadet ile meşgul olduktan sonra üzerlerine uyku çöker, oldukları yerde uyuya kalırlar. Yüce Allah bunu şöyle beyan ediyor: «Bunun üzerine yıllarca mağarada onların kulaklarına perde vurduk.» Herhangi bir ses işitip uyanmamaları için kulakları tıkanmış, ta ki uyanana kadar hiçbir ses işitmemişlerdir.

Dekyanus dinlerinden dönmeleri için onlara bir günlük mühlet tanımıştı. Onlar da bundan istifade ile gece şehri terk ederler ve şehrin yakınında bulunan bir dağa gidip genişçe bir mağaraya sığınırlar. Dekyanus onların kayıplara karıştığını görünce, babalarına ve yakınlarına nereye gittiklerini sorar, onlar da gittikleri yeri söylerler. Bunun üzerine Dekyanus dağa gider, onların girdikleri mağarayı bulur, içine bir korku düşer, mağaraya girip onları çıkaramaz, O yiğitlerin babaları onlara bir zarar gelmemesi için mağaranın ağzının yapılmasını ister, Dekyanus da, onların açlıktan ve susuzluktan ölmeleri için mağaranın ağzının yapılmasını arzu eder. Babaları, onlara zarar gelmemesi için, Dekyanus da ölmeleri için bunu arzu eder. Dekyanus tarafından mağaranın ağzı yaptırılır, böylece o yiğitler mağarada üçyüz dokuz sene kalır. Daha sonra gelecek olan müslümanların onların kim olduklarını bilmeleri için, iki müslüman zat tarafından kurşun bir levhaya onların isimleri, nesepleri ve künyeleri yazılır, mağaranın iç kısmına konur. Aradan tam üçyüz dokuz yıl geçtikten sonra oranın sakinlerinden biri, mağaranın bulunduğu yerde bir koyun ağılı yapmak ister ve mağaranın ağzındaki taşları söker, ağılım yapar. Onun da içine bir korku düşer, bir türlü mağaranın içine- giremez. Zaman gelir, o yiğitler uyanırlar, birbirlerine ne kadar uyuduklarını sorarlar. Kimi bir günden az uyuduklarını, kimi bir gün kadar uyuduklarını söyler, kimi de «Ne kadar uyuduğumuzu Allah bilir» der. Yine eskisi gibi arkadaşları Yemliha'yı ihtiyaçlarını almak üzere şehre gönderirler. Yemliha şehre gelir, durumun değiştiğini görür, bazı dükkânların üzerlerinde müslümanlık alâmeti olduğunu müşahede eder. Fakat bir anlam veremez. Yiyecek bir şeyler alır, elindeki parayı satıcıya verir, satıcı parayı görünce şaşırır, bunun çok eski bir para olduğunu söyler. Yemliha bunun devamlı kullandıkları para olduğunu söylerse de, satıcı dinlemez, etraf tak ilerin de olaya karışması ile iş büyür. Yemliha'yı sıkıştırırlar, bu parayı nerden aldığını sorarlar, o korkudan bir şey söyleyemez, iş büyüdükçe büyür. Neticede şehrin sorumlu amirlerine götürürler. Kraldan sonra şehrin iki sorumlu amiri vardır. Bunlar da müsiüman insanlardır. Onlar Yemliha'ya iyi muamele ederler, kim olduğunu sorarlar. Yemliha da babasının ismi ile kim olduğunu söyler, araştırırlar şehirde öyle birisini tesbit edemezler. Bu defa Yemliha'ya daha ağır baskı yaparlar. Yemliha gerçekleri olduğu gibi anlatır. Duydukları sözler karşısında şaşırır kalırlar ve hep birlikte Yemliha ile beraber mağaraya kadar gelirler, oradaki arkadaşlarını görünce hepsi iman ederler.

Aslında Yemliha, Dekyanus'un huzuruna çıkmaktan korkuyordu. Halbuki o çoktan ölmüş, daha sonra birçok kral gelip geçmiştir. Uyandıkları zaman ise iş başında imanlı bir kral bulunmaktaydı. Fakat Yemliha ve arkadaşları bundan habersizdi. O zat halkın sapıttığım ve putlara taptığım, gün geçtikçe müslümanların sayısının azaldığını görünce «Ey Rabbim, bu kavme öldükten sonra tekrar dirilmenin hak olduğunu isbat edecek bir alâmet göster» diye dua eder ve evine kapanarak halkla irtibatını keser. Bu durum ortaya çıkıp halk iman edince, kral sevinir, onlara izzet ve ikramda bulunur ve mağaradan çıkmalarını ister. Onlar bunu kabul etmezler, yine uykuya dalarlar. Kral üzerlerini örter, altından birer tabut yapıp onları içlerine koymayı tasarlar. Rüyasında kendisine 'biz altın tabuta konmak için yaratılmadık, toprak olmak için yaratıldık, bizi kendi halimize bırak» derler. Kral da altın tabut yaptırmaktan vazgeçer, abanoz ağacından onlara birer tabut yaptırır. Fakat bir türlü mağaraya girip onları tabuta koyamaz, Allah tarafından onlarla insanlar arasına bir perde çekilir, bir daha onları göremezler. Sonra kral mağaranın kapısına bir mescid inşa ettirir. Bütün bunlar Allahü teâlâ'nın kudretinin tezahürleridir.

Rivayete göre bu yiğitlerin isimleri şöyledir: Mekselminâ, Telmihâ (Yemliha), Meslinâ, Mernûs, Dedernus, Şazenuş, Keşeftetayyuş idi. O gençlerin üçyüz dokuz yıl sonra tekrar hayat bulması» öldükten sonra tekrar dirilmenin delilidir. İbret almak isteyenlere bu hâdise yeter.

11 ﴿