14

«Kalkıp da: Bizim Rabbimiz göklerin ve yerin Rabbidir. Biz, O'ndan başkasına Tanrı demeyiz. Yoksa yemin olsun ki bâtıl söz söylemiş oluruz dedikleri zaman kalblerini pekiştirmiştik.»

Allahü teâlâ sevgili Peygamberine şöyle buyuruyor: «Ey Rasülüm Muhammed, biz sana Eshab-ı Kehf'in kıssalarını gerçek olarak anlatalım. Onlar Rablerine iman eden bir kaç yiğit idi. Biz de onların basiretlerini ve hidayetlerini artırdık, gönüllerine sabır ve sebatı yerleştirdik. Kalblerini iman nuru ile aydınlattık. Bundan dolayı kavimlerinden ve dünya nimetlerinden ayrıldılar da, bu ayrılık kendilerini hiç üzmedi. Zalim kralları onları puta tapmaya zorlamıştı. Onlar hiç çekinmeden «bizim Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbidir, biz O'ndan başkasına Tanır diyemeyiz. Şayet O'ndan başkasına tanrı dersek, bâtıl söz söylemiş oluruz« demişlerdi.» Böylece o yiğit, imanlı gençler zâlim, ve cebbar kralın huzurunda hiç çekinmeden imanlarını isbat etmişlerdir. İşte gerçek mü’minin özelliği budur. O her yerde imanını haykırmaktan çekinmez.

14 ﴿