92

«Sonra o, bir başka yol tuttu.»

Zülkarneyn, doğuya yani güneşin doğduğu yere vardığı zaman üryan bir kavimle karşılaşır. Onların oturacak bir meskenleri olmadığı gibi, üstlerinde başlarında da bir şey yoktur. Rivayete göre güneş doğarken mağaralara, mahzenlere veya suya girerlermiş. Güneş doğduktan sonra ise geçimlerini temin için, bulundukları yerlerden çıkarlarmış. Üzerlerinde bir şey olmadığı gibi, bulundukları yerde de gölgelenecek ağaç, taş ve dağ gibi bir şey yokmuş. Hasaa-ı Basrî Hazretleri, onların güneş doğarken suya girdiklerini, güneş doğduktan sonra sudan çıktıklarını söylerken, İmam-ı Kelbî de şöyle demiştir: «Onlar acaip bir varlık olup kulakları kilim gibi yanlarına sarkmaktadır. Yattıkları zaman kulaklarının birini altlarına döşek, diğerini de üstlerine yorgan yaparlar.» Zülkarneyn, mağriptekilere hükmettiği gibi, bunlara da hükmetmiştir. Yüce Allah bunu şöyle beyan ediyor: «Nihayet güneşin doğduğu yere ulaştığında, onu öyîe bir kavmin üzerine doğuyor buldu ki, biz onlar için buna karşı hiçbir siper yapmamıştık. İşte bunun gibi, onun yaptıklarının hepsini baştan başa biz biliyorduk. Bizim ilmimiz onun yaptıklarını ihata etmiştir. Sonra o, bir başka yol tuttu.»

92 ﴿