9

«Beşincisinde de kocası doğrulardan ise kendisinin Allah'ın gazabına uğramasını diler.»

Koca, karısına zina isnat edip de dâvasında doğru olduğuna dair kendinden başka bir şahidi de bulunmazsa o zaman Allah adına dört kere'yemin eder. Beşinci olarak da, şayet bu hususta yalancı ise Allah'ın lanetinin üzerine olması için yemin eder. Bu yeminlere şehadet denmiştir. Çünkü burada sadece koca şahittir.

İbn Abbas ve Mukatil'in beyanına göre âyet-i celilesi nazil olunca Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) cuma günü bu âyeti minberden cemaate okumuştur. Bunun üzerine Abdi'nin oğlu Asım, Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem)'e gelerek «Ey Allah'ın Resulü, canım sana feda olsun, bir kimse hanımı ile başkasını görür de zani olduğunu söylerse, kendisine seksen deynek had vurulur. Müslümanlar ona fâsık derler ve ebedî olarak şehadetini de kabul etmezler. Böyle bir durumda bizim şahitliğimiz nasıl olacaktır? Biz gidip başka şahitler bulup getirene kadar zâniler de işlerini bitirirlerse durum ne olur?» der. Asım'ın Üveymir adında amcasının bir oğlu ve bunun da Hüveylid adında bir karısı vardı. Üveymir, karısı ile Şerik adında bir adamı ilişki halinde görür ve Asım'a gelip «ey amcamın oğlu, Şerik'i karımın karnı üzerinde gördüm» der. Asım, amcasının oğlundan bu çirkin haberi durimize gelip «Ey Allah'ın Resulü, ne gariptir ki, sana geçen cuma sorduğum şey kendi kavmim içinde karşıma çıktı» der, Üveymir'in meselesini de anlatır. Bunların üçü de Asım'ın amca çocuklarıdır. Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) bunları huzuruna çağırır, şöyle der: «Ey Üveymir, hanımına zina isnat edip iftira etmekten Allah'tan kork, o senin amcanın kızıdır.» Bunun üzerine Üveymir de «Ey Allah'ın Resulü, Allah'a yemin ederim ki, Şerik'i onun karnının üzerinde gördüm. Dört aydır ben kendisine yaklaşmadım, buna rağmen o hamiledir ve hamli de başkasmdandır» der. Üveymir'in bu itirafından sonra Peygamberimiz, Kays’ın kızı Hüveylid'i çağırıp şöyle der: «Yalan söylemekten Allah'tan kork, kocanın senin hakkında söyledikleri doğru mudur?» Hüveylid de Peygamberimize şöyle cevap verir: «Üveymir gayretli bir insandır. Ben amcamın oğlu Şerik ile uykumuzun olmadığı uzun bir gecede gülüşürdük. Üveymir de bundan şüphelenerek bana zina isnad etti.» Sonra Peygamberimiz bu meseleyi Şerik'e sorar. O da «Hüveylid'in söylediğini söyler. O zaman bu âyet-i celileler nazil olur. Bunun üzerine Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) Müslümanları camiye toplar ve ikindi namazından sonra Üveymir'e yemin verdirir. Üveymir birincide «Allah'a yemin ederim ki, Hüveylid zanidir, bu sözümde de doğruyum.» İkincide «Allah'a yemin ederim ki, Şerik'i Hüveylid'in karnı üzerinde gördüm.» Üçüncüde «Allah'a yemin ederim ki, o benden hamile değildir.» Dördüncüde «dört aydır ben onunla biraraya gelmedim.» Beşincide «eğer ben bu sözlerimde yalancı isem Allah'ın laneti üzerime olsun» der. Üveymir, âyet-i celilenin emrettiği şekilde yemin edince, Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem), karısı Hüveylid'e aynı şekilde yemin verdirir. Hüveylid, birincide «Allah'a yemin ederim ki, ben zani değilim, Üveymir yalancıdır.» İkincide «Allah'a yemin ederim ki, Üveymir, Şerik'i benim karnımın üzerinde görmedi. O bu sözünde yalancıdır.» Üçüncüde «Allah'a yemin ederim ki, ben Üveymir'den hamileyim.» Dördüncüde «Allah'a yemin ederim ki, Üveymir beni hiçbir zaman zina halinde görmemiştir. Buna rağmen bana zina isnat etti, zina isnat etmekle de yalan söyledi.» Beşincide ise «eğer ben bu sözlerimde yalan söylüyorsam Allah'ın laneti benim üzerime olsun» der. Peygamberimiz iki tarafa da böyle yemin verdirdikten sonra aralarını ayırır ve şöyle buyurur: «Hüveylid'in doğurduğu çocuğun yüzü sarışın, ise Serik'tendir, şayet beyaz değilse Serik'ten değildir.»

İbn Abbas (radıyallahü anh) şöyle demiştir: «Hüveylid'in doğurduğu çocuk Şerik'e benziyordu. Fakat bu âyetteki hüküm, yabancı bir kadına zina isnat edip de şahit getiremeyen birine tatbik edilen ceza ne ise, kendi hanımına zina isnat edip de şahit getiremeyene de aynı ceza tatbik edilir. Eğer kadın muhsane ise zina isnat edene had cezası tatbik edilir. Muhsane değilse müfteri tazir edilir. Allahü teâlâ'nın hükmü budur.»

9 ﴿