16

«Onu duyduğunuz zaman 'bunu söylememiz bize yakışmaz. Hâşâ bu büyük bir iftiradır' demeniz gerekmez miydi?»

Muhsene bir kadına zina suçu isnad edenlerin, bu iftiralarını doğrulamak için dört şahit getirmeleri gerekir. Şayet o müfteriler bunu isbat için dört şahit getiremezlerse, Allah katında yalancılarırî ta kendileridirler. Çünkü muhsene bir kadına böyle bir suçu isnad etmek günahların en büyüğüdür. Ey iman edenler, «dünya ve âhirette Allah'ın lütfü ve rahmeti üzerinizde olmasaydı içine daldığınız yaygaradan dolayı herhalde size büyük bir azap çarpardı.» Bu âyet-i celileler nazil olduktan sonra Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem), Âişe validemize iftira edenlere had cezası tatbik etmiştir. Çünkü onlar bu işin doğruluğunu isbat edecek dört şahit getirememişlerdir. Bundan dolayı kendilerine had cezası tatbik edilmiştir. Yüce Allah onlar hakkında şöyle buyuruyor: «Bu (iftirayı) dilinize dolamıştınız. Ve bilmediğiniz şeyleri ağzınıza alıyordunuz. Onu önemsiz bir şey sanıyordunuz, ama Allah katında önemi çok büyüktür. Onu duyduğunuz zaman 'bunu söylememiz bize yakışmaz. Hâşâ bu büyük bir iftiradır' demeniz gerekmez miydi? «Onlar bu iftirayı mü’minler arasında fitne koparmak için çıkarmışlardı. Â,îeml,ere rahmet olarak gönderilen bir peygamberin hanımına ve mü’minlerin anası olan necip bir validemize iftirada bulunmak ne büyük bir düşmanlıktır. Muhsene bir kadına iftira etmenin cezası,seksen deynek olurken, acaba Allah Resûlü'nün hanımlarına iftirada bulunanların cezası ne olacaktır? Bu iş büyük bir azabı gerektiriyor. Bu öyle bir azap ki, İslâm toplumunda yayılan ve toplum hayatının kaim olduğu bütün mukaddesata dokunan ve münafıklar güruhu nun Müslümanları endişeye, kararsızlığa uğrattığı bir azap. Ancak Allah'ın lütfü bu elîm dersten sonra henüz gelişmekte olan topluma yetişti ve rahmeti günahkârları da kapladı. Onlar da bu ilâhî rahmetten istifade edip elîm bir azaba uğramaktan kurtuldular.

16 ﴿