|
8 «Yahut kendisine bir hazine verilseydi veya besleneceği bir bahçe olsaydı ya. O zalimler dediler ki: Siz büyülenmiş bir adamdan başkasına tâbi olmuyorsunuz.» Kâfirler, Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem)'i yalanlayarak Kur'an'ın eskilerin masalları olduğunu söylemişler ve Hazret-i Peygamber için de şöyle demişlerdir: «Muhammed nasıl peygamber olabilir? O da, bizim gibi yemek yer, su içer, sokaklarda gezer dolaşır. Şayet peygamber olsaydı kendisini uyaran bir melek yanında bulunması gerekirdi. Yahut kendisine bir hazine verilseydi veya besleneceği bir bahçe verilseydi de sıkıntı çekmeseydi daha iyi olmaz mıydı? Ne bir hazinesi var ve ne de beslenebileceği bir bahçesi var.» Kâfirler bu asılsız iddialarıyla beraber peygamberlerin melek olması gerektiğini veya halkın en zengini olması lâzım geldiğini ifade etmek istemişlerdir. Halbuki bütün peygamberler beşerdir. Beşer olmaları hasebiyle elbette yiyecek, içecek, gezecek, insanlarla beraber konuşacak, çalışacak, evlenecek, çocuk sahibi olacak, alışveriş edecektir. Bütün bunlar beşeriyetin gereğidir. Hem bugüne kadar, insanoğluna meleklerden peygamber gönderilmemiştir. Hatta bütün peygamberler kendi kavimleri içinden çıkmıştır. Görevleri itibariyle gönderildikleri kavmin dilini en iyi şekilde bilmesi gerekir. Bir peygamber gönderildiği kavmin dilini bilmezse, Allah'ın emir ve yasaklarını onlara nasıl tebliğ edecektir? Peygamberlerin görevi Allah'tan aldıkları emir ve yasakları insanlara tebliğ edip, onları dalâletten hidayete, küfürden imana, felâketten kurtuluşa, karanlıktan aydınlığa, cehaletten ilme, şerden hayıra, kötülüklerden iyiliğe, düşmanlıktan kardeşliğe davet etmektir, Böyle mesuliyetli bir görev elbette mahlûkatın en şereflisi ve en seçkini olan insanlara verilecektir. Yüce Allah kâfirlerin bu iddialarını reddederek sevgili Peygamberine şöyle buyurmuştur: «Ya Muhammed, de ki: Onu göklerin ve yerin sırrını bilen indirmiştir. Şüphesiz ki O, çok yarlığayıcı, çok merhamet edicidir.» Ve dediler ki: «Bu nasıl peygamberdir ki, yemek yiyor, sokaklarda geziyor? Ona beraberinde bulunup uyaran bir melek indirilseydi ya. Yahut kendisine bir hazine verilseydi veya besleneceği bir bahçe olsaydı ya?» O zalimler dediler ki: «Siz büyülenmiş bir adamdan başkasına tâbi olmuyorsunuz.» Kâfirler, Allah Resulünü kehânet ve büyü ile itham ederek, mü’minlere «siz büyülenmiş bir adamdan başkasına tâbi olmuyorsunuz» diyerek zemmetmişlerdir. Halbuki en çok zemmedilenler kendileridir. Çünkü Kur'ân-ı Kerîm onları şöyle tasvir ediyor: «Onlar zalimlerin, fâsıkların, hüsrana uğrayanların, esfel-i safiline düşenlerin, kâfirlerin ta kendileridir. İşte onlar elim bir azaba uğrayacaklardır.» |
﴾ 8 ﴿