14

«'Hem onların bana isnat ettikleri bir suç da vardır. Beni öldürmelerinden korkuyorum' demişti.»

Yüce Halik sevgili Peygamberine şöyle buyuruyor: «Ya Muhammed, hani Rabbin, Musa'ya 'haksızlık eden millete, Firavun'un milletine git' diye nida etmişti.» Cenâb-i Hak şanına lâyık bir şekilde, erar-i ilâhîsini «Tuva» denilen mukaddes bir vadide Hazret-i Musa'ya bildirmiştir. Bu bildiriş Mâtüridfye göre Hazret-i Musa'nın anlayacağı bir ses ve harfle, Eş'arî'ye göre ise, Allah'ın zatına mahsus kadîm bir kelâmla vuku bulmuştur. Musa (aleyhisselâm), Firavun ve kavmini imana davet için görevlendirilince Rabbine şöyle müracaatta bulunmuştur: «Rabbim, onların beni tekzip edeceklerinden cidden korkarım. Beni yalanlamalarına tahammül edemem, dilim de kekemedir, açılmaz Onun için kardeşim Harun'a da risalet ver, benimle gönder. Hem onların bana isnat ettikleri bir suç da vardır. Beni öldürmelerinden korkuyorum.»

Musa (aleyhisselâm), Firavun'un sarayında yetişmiştir. Bir gün İsrailoğullarından birisi ile Firavun'un kabilesinden bir kıbtînin kavga ettiğini görür. Kıbtî, Musa (aleyhisselâm)'nın kavminden olan zatı döver. Musa (aleyhisselâm), kıbtîyi iter ve yere düşürür. Bu düşmeden mütevellit kıbtî ölür. Bunun üzerine Musa (aleyhisselâm) Mısır'ı terkeder. Bu hâdiseden sonra Firavun, Musa (aleyhisselâm)'ya düşman olur. Bundan dolayı Musa (aleyhisselâm), Firavun ve kavminden çekinmiştir. Firavun aynı zamanda tanrılık iddiasında bulunarak, Israiloğullarına karşı zulmünü artırdıkça artırmıştır. Tanrılığını ilân eden Firavun, kendisine gelen elçileri yalanlayacağından dolayı Musa (aleyhisselâm), kardeşine de risalet verilerek kendisiyle beraber gelmesini ve ikisinin birlikte Firavun ve kavmini davet etmesini istemiştir.

14 ﴿