14

«Gönülleri kesin olarak kabul ettiği halde zulüm ve kibirleri yüzünden bunları bile bile inkâr ettiler. Bir bak, bozguncuların sonunun nasıl olduğuna.»

«Ya Musa, elini koynuna sok. Firavun'a ve kavmine gönderilen dokuz mucizeden biri olarak kusursuz, bembeyaz çıksın. Şüphesiz ki, onlar fâsık bir kavim idiler.» Musa (aleyhisselâm) bu ilâhî emir gereği, elini koynuna sokar, geri çıkardığı zaman lekesiz, bembeyaz oluverir. Görenleri hayrete düşürür. Musa (aleyhisselâm)'nın mucizelerinden biri de bu idi. Âyette geçen dokuz mucize ise şunlardır: Âsânın yılan oluşu, elin bembeyaz kesilmesi, tufan, kuraklık, çekirge salgını, kene salgını, kurbağa salgını, suyun kal oluşu, kıtlık seneleri gibi. Bazılarına göre ekinlerin azalması ve denizin yarılması alâmeti de vardır. O zaman bu harikaların adedi on bir olur. Bu kavle göre âyet-i celilenin mânâsı şöyle olur: Âsâ ve beyaz el mucizesinden başka dokuz mucize ile Firavun ve kavmine git.»

Tefsircilere göre Musa (aleyhisselâm)'nın sırtında yünden yapılmış yakasız bir gömlek vardı. Allahü teâlâ, Musa (aleyhisselâm)'ya «elini koynuna sok» emrini verince, elini yakasından içeri sokar. Geri çıkardığı zaman elinin bembeyaz olduğunu görür. Firavun ve kavmini imana davet için gönderilen Musa (aleyhisselâm), onlara peygamber olduğunu isbat etmek için Allah tarafından kendisine verilen dokuz mucizeden biridir bu. Onlar Allah'ın emirlerine isyan eden zalim bir kavimdiler. Hazret-i Musa, Firavun'a ve kavmine gidip kendilerine peygamber olarak gönderildiğini söyleyince, onlar kendisinden peygamber olduğuna dair mucize istemişlerdir. O da, kendilerine değnek ve el mucizelerini gösterince «bu apaçık bir büyüdür» demişler, zulüm ve inatları yüzünden peygamberlerini inkâr etmişlerdir. Halbuki onun büyü olmadığına kalbleri kanaat getirmiştir. Buna rağmen Hazret-i Musa'nın getirdiğine iman etmemek için inkâr etmişlerdir. Yüce Halik bunu şöyle beyan ediyor: «Âyetlerimiz böyle parlak olarak onlara gelince: 'Bu apaçık bir büyüdür' dediler. Gönülleri kesin olarak kabul ettiği halde zulüm ve kibirleri yüzünden bunları bile bile inkâr ettiler. (Ya Muhammed!) bir bak bozguncuların sonunun nasıl olduğuna.» Firavun ve kavmi inkâr ve zulümlerinin cezasını denizde boğularak görmüşlerdir. Bunun için Yüce Halik sevgili Peygamberine «bir bak, bozguncuların sonunun nasıl olduğuna» buyurmuştur. Yeryüzünde Allah'a şirk koşup bozgunculuk yapanlar her zaman, lâyık oldukları cezayı görmüşlerdir. Bunların yolundan gidenler de aynı akıbete uğrayacaklardır. Bunların uğramış oldukları akıbeti Allahü teâlâ, Hazret-i Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem)in ümmetine, ibret olması için haber vermiştir. Allah'a eş koşup yeryüzünde bozgunculuk yapanlar ve imandan yüz çevirenler, onların uğradıkları akıbete uğrayacaklardır. Bundan sonra Dâvud ve Süleyman (aleyhisselâm)'ın kıssaları nakledilmiştir.

14 ﴿