37

«Ama onu yalanladılar. Bunun üzerine kendilerini şiddetli bir sarsıntı yakalayıverdi de, oldukları yerde diz üstü çöküp kaldılar.»

Hâlik-ı Zülcelâl her millete bir peygamber gönderdiği gibi, Şuayb (aleyhisselâm)'i de kavmine peygamber olarak göndermiştir. O, kavmine: -Ey kavmim, Allah'a iman edin. O'ndan başkasına ibadet etmeyin, âhiret gününün azabından ve heybetinden korkun. Çünkü o günün azabı çok büyüktür. Yeryüzünde bozgunculuk yaparak fesat çıkarmayın, kibirlenip büyüklenmeyin. Ölçülerinizi ve tartılarınızı tam yapın, ölçü ve tartıları eksik yapanlara elîm bir azab vardır» demiştir. Kavmi Şuayb (aleyhisselâm) 'i yalanlamış, davetini kabul etmiştir. Bunun üzerine onları Cebrail'in sayhâsıyle şiddetli bir kasırga yakalamış ve oldukları yerde diz üstü çöküp kül oluvermişlerdi. İşte inanmayanlar ve zulmedenler böyle cezalandırılırlar. Yüce Allah bunu şöyle beyan ediyor: «Medyen halkına da kardeşleri Şuayb'i gönderdik, O: Ey kavmim, Allah'a ibadet edin, âhiret gününe de ümit bağlayın ve yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmayın, dedi. Ama onu yalanladılar. Bunun üzerine kendilerini şiddetli bir sarsıntı yakalayiverdi de, oldukları yerde diz üstü çöküp kaldılar.»

37 ﴿