38

«Âd ve Semûd kavmini de. Bunu oturdukları yerlerden anlamaktasınız. Şeytan kendilerine yaptıkları şeyleri güzel göstermişti de, onları doğru yoldan alıkoymuştu. Halbuki kendileri bunu anlayacak durumda idiler.»

Halik-ı Mutlak Âd kavmine Hüd (aleyhisselâm)'u, Semûd kavmine de kardeşleri Salih (aleyhisselâm)'i peygamber olarak göndermiştir. Onlar da kavimlerini imana ve Allah'a itaate davet etmiştir. Fakat kavimleri bunların davetini kabul etmeyerek şeytana uymuşlardır. Şeytan onlara yaptıkları bâtıl amelleri güzel göstermiş, iman etmekten ve Allah'a itaatten alıkoymuştur. Onlar, peygamberlerinin bütün ısrarlarına rağmen iman etmemişler, yeryüzünde fesat çıkarıp bozgunculuk yapıp azmışlar ve birbirlerine zulmetmişlerdir. Bu azgınlıkları ve peygamberlerine karşı gelmeleri yüzünden hepsi azaba uğrayıp helak olmuşlardır. Böylece inkârlarının ve zulümlerinin cezasını görmüşlerdir. Oturdukları yerlerden ve kasabalarının kalıntılarından helak oldukları anlaşılmaktadır. İşte akıl sahipleri için bunlarda büyük ibretler ve hikmetler vardır. İnsanlar için en büyük ders önceki milletlerin inkârları ve zulümleri yüzünden helak oluşlarıdır. Gerçek akıl sahipleri onların düştüğü duruma düşmeyenlerdir. Yüce Allah bunu şöyle beyan ediyor; «Âd ve Semûd kavmini de. Bunu oturdukları yerlerden anlamaktasınız. Şeytan kendilerine yaptıkları şeyleri güzel göstermişti de, onları doğru yoldan alıkoymuştu. Halbuki kendileri bunu anlayacak durumda idiler.» Buna rağmen yine de iman etmemişler, yeryüzünde bozgunculuk ve fesat çıkarmışlardır. Hâlik-ı Zülcelâl de suçları yüzünden onları helak etmiştir.

38 ﴿