21

«Belki dönerler diye and olsun ki, onlara en büyük azabtan önce de mutlaka yakın azabtan tattıracağız.»

Bu âyet-i celîlenin nüzul sebebi şudur: Hazret-i Ali (radıyallahü anh) ile, münafıkların reislerinden olan Velid ibn Ukbe arasında şu konuşma cereyan etmiştir. Velid, Hazret-i Ali'ye -sen, bana ne ile üstünlük taslıyor sun? Vallahi benim süngümün ucu seninkinden daha keskindir. Ben senden daha iyi konuşuyorum. Ordu içinde benden daha üstünü de yoktur.» Velid'ten bu sözleri işiten Hazret-i Ali (radıyallahü anh) ona «sakin ol, bu hâlinle sen fâsıksm- der. Bunun üzerine Allahü teâlâ bu âyeti inzal ederek söyle buyurmuştur: «Mü’min olan kimse yoldan çıkmış kimse gibi midir? Bunlar, hiç, bir olmazlar. İman edip sâlih amel işleyenlere gelince, onlar için yapmış oldukları amellere karşılık konmak üzere me'vâ cennetleri vardır. Yoldan çıkanlara gelince, onların me'vâsı da (barınakları da) ateştir. Ne zaman ondan çıkmak isteseler hemen geri çevrilirler. Ve onlara: 'Yalanlayıp durduğunuz ateşin azabını tadm denir. Belki dönerler diye and olsun ki, onlara en büyük azabtan önce de mutlaka yakın azabtan tattıracağız.» imandan yüz çevirenler kıyamet günü böylece elim bir azaba uğrayacaklardır. Bu, onların inkâr ve küfürlerinin cezasıdır. İman edenler mükâfatını, etmeyenler de cezasını göreceklerdir.

21 ﴿