|
13 «Onlar Hazret-i Süleyman'a, mihraplar, timsaller ve büyük havuzlar gibi çanaklardan, sabit kazanlardan ne dilerse yaparlardı. Ey Dâvudoğulları, siz Allah'a şükür için çalışın. Kullarımdan şükreden azdır.» Şeytanlar ve cinler, Süleyman (aleyhisselâm)'ın emrini yerine getirerek söylediği her şeyi yapmışlardı. Onun için mescitler, köşkler, hanlar, konak yerleri, havuz büyüklüğünde yemek pişirmek için kazanlar, kaplar, çanaklar, savaşta düşmana karşı kullanmak için insari suretinde heykeller yapmışlardır. Yaptıkları kazanların bir kısmı sabit ve yüz deve alacak kadar büyüktü. Bu kazanlarda yemekler pişirilir, orduya yedirilirdi. Bütün bu nimetleri Allah, Dâvudoğuîlarma vermiş ve «ey Dâvudoğulları, siz Allah'a şükür için çalışın- buyurmuştur. Allah'ın vermiş olduğu bütün nimetlere kulun şükretmesi gerekir. Şükür için nimetin azı çoğu olmaz. Her nimete şükür, mü'minin vazifesidir. Şükredilen nimet artar, şükredilmeyen nimet ise daima eksilir. Nimete şükür Allah'a şükürdür. Allah'a şükür ise nimeti artırır. Fakat gerçekten Allah'a şükredenler azdır. Hâlik-ı Zül celâl bunu şöyle beyan ediyor: «Kullarımdan şükreden azdır.» |
﴾ 13 ﴿