6

«Onların elebaşlarından bir gurub: 'Yürüyün, ma'büdlarınıza ibadette sebat edin. Şüphesiz ki, arzu edilecek budur' diyerek kalkıp gitmiştir.»

Ebû’l-Leys Semerkandi'nin İbn Abbas (radıyallahü anh)'dan rivayetine göre, Mekkeli müşriklerin ileri gelenlerinden bir topluluk Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem)'in amcası Ebû Talib'e gelerek şöyle demişlerdir: «Ey Ebâ Talib, kardeşinin oğlu Muhammed, bizim ma'büdlarımıza sövüp sayıyor, onları kötülüyor. Biz onun bu durumuna çok üzüldük ve kız: dik. Sen, kendisine söyle de ma'büdlarımıza sövmekten ve aşağılamaktan vazgeçsin. Şayet bundan vazgeçmezse, cihanı harap ederiz» diyerek tehditte bulunmuşlardır. Bunun üzerine Ebû Talib, yanında bulunan birisini Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem)'i davet için gönderir. Adamın yeri boş kalır. Ebû Cehil, Muhammed gelir de amcasının yanına oturur, onu kandırır da biziın sözlerimizi Ebû Talib hiçe sayar korkusu ile hemen o boşalan yeri kapar.

Ebü Talib'in elçisi, Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem)'e gelir ve «yâ Muhammed, amcan Ebû Talib'in sana selamı var, seni yanına çağırıyor» der. Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) derhal kalkar, amcasının yanına gelir, oturacak yer bulamaz ve kapının yanına oturur. Ebû Talib yeğenine döner ve şöyle der: «Ey kardeşimin oğlu Muhammed, kavmin ve kabilen senden şikâyetçidir. Sen, bunların ma'bûdlarına sövüp sayıyor ve hakaret ediyormuşsun. Neden böyle yapıyorsun?» Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) amcasını dinledikten sonra şu cevabı verir:

«Ey amca, ben onlardan şu sözü söylemelerini istiyorum. Şayet bu sözü söylerlerse bütün Arap kabileleri bunlara itaat edip boyun eğecek ve haraç verecektir. Ben, bunların ne ilâhlarını kötülüyorum ve ne de bu sözden başka bir şey istiyorum.» Can kulağı ile Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem)'i dinleyen Ebû Talib bu sözün ne olduğunu sorar. Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) de, «Ben onlardan 'lâ ilâhe illallah Muhammedün Resûlüllah' demelerini istiyorum» der. Bu sözleri işiten Mekkeli müşrikler kendilerinden geçerler, şaşkınlıktan üzerlerindeki elbiseyi bile çıkarırlar. Ve ileri gelenleri «Muhammed, bir ilâhdan başkasını kabul etmez, bütün ilâhları terk eder. Bü ne acayip bir iştir. Bir ma'bûd bu kadar işleri nasıl başarabilir? Siz, ona inanmayın, ma'bûdlarınıza ibadete devam ederek, bunda sebat gösterin' diyerek, acziyetlerini ve taptıkları ma'bûdların bâtıl olduğunu ortaya koyarlar ve Ebü Talib'in yanından ayrılıp giderler. Çünkü Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e diyecek bir söz bulamazlar.

6 ﴿