38

«Ey Muhammed, and olsun ki, onlara 'gökleri ve yeri kim yarattı' diye sorsan 'Allah'tır' derler. De ki: Öyleyse bana bildirin, Allah, bana bir zarar vermek isterse, Allah'ı bırakıp da taptıklarınız, O'nun verdiği zararı giderebilir mi? Yahut bana bir rahmet dilerse, O'nun rahmetini önleyebilir mi? De ki: Bana Allah yeter. Güvenip dayanacaklar da ancak O'na güvenip dayanırlar.»

Ey insanlar, and olsun ki, kâfirlere «gökleri ve yeri kim yarattı» diye sorulsa, hiç şüphesiz «Allah yarattı» diyeceklerdir. Onlar hiçbir zaman «bizim putlarımız yarattı» demezler. Çünkü onlar da putlarının hiçbir şey yapamayacağını çok iyi biliyorlardı, inatlarından onları terk etmiyorlardı. Yüce Halik, bu gerçeği gözler önüne sermek için, sevgili Peygamberine şöyle buyurmuştur: «De ki: Öyleyse bana bildirin, Allah, bana bir zarar vermek isterse, Allah'ı bırakıp da taptıklarınız, O'nun verdiği zararı giderebilir mi? Yahut bana bir rahmet dilerse, O'nun rahmetini önleyebilir mi? De ki: Allah bana yeter. Güvenip dayanacaklar da ancak O'na güvenip dayanırlar.» Kâfirler «bu putlarımız bizi Allah'a götürecek ve O'nun yanında bize şefaat edecek» derler. Allah, kullarına yetmez mi ki? O'ndan başkasından şefaat bekliyorlar? Allah'ı bırakıp da başkalarından medet umup güvenenler mutlaka hüsrandadırlar. Çünkü göklerde ve yerde Allah'tan başka hükümran yoktur. Göklerin, yerin ve bunların arasındakilerin yaratanı, koruyanı, besleyeni, rızıklandıranı, muhafaza edeni, var edeni ve yok edeni Allah'tır. Aklı olanlar Allah'tan başkasına tapmaz ve O'ndan başkasından yardım talep etmez.

38 ﴿