11

«Sonra buhar halinde olan göğe yöneldi. Ona ve yeryüzüne isteyerek veya istemeyerek ikiniz de gelin, dedi. İkisi de: 'İsteyerek geldik' dediler.»

Yüce Halik, yeri yarattıktan sonra hükmünü buhar halinde olan göklero yöneltmiştir. Zira o vakit Arş yaratılmıştır. Arşın altında sudan başka bir şey yoktur. Nitekim: «O'nun arşı su üzerindedir.» buyurulmuştur. Sonra ısıyı yaratmıştır, o ısı ile su buharlaşır ve o duman halindeki buhardan gökler meydana gelir. Yüce Halik gökleri yarattıktan sonra, suyun dalgalanmasından meydana gelen köpükten de yeryüzünü yaratır. Yaratma işlemi bittikten sonra göklere ve yere hükmedip şöyle buyurur: «İsteyerek veya istemeyerek bana itaate gelin.» Onlar da «isteyerek geldik, senin emirlerine muti olduk» demişlerdir. Allahü teâlâ bunu şöyle beyan ediyor: «Sonra buhar halinde olan göğe yöneldi. Ona ve yeryüzüne 'isteyerek veya, istemeyerek ikiniz de gelin' dedi. İkisi de: 'İsteyerek geldik' dediler.»

Rivayete göre Allahü teâlâ göklere ve yere «kullarımın istifadesi için içinizdeki gizli hazineleri çıkarın» demiştir. Göklerin hazinesi yağmurdur. Yerin hazineleri de bitkiler, madenler ve su menbalarıdır. Onlar da «biz isteyerek çıkarırız, senin emirlerine boyun eğip itaat ederiz» demişlerdir. Gökyüzünün uzun bir süre içerisinde vücud bulduğu ve miktarını Allah'ın bildiği günlerden iki gun içerisinde meydana geldiği belirtilmiştir. Sonra göklere ve yere «isteyerek vuya istemeyerek ikiniz de gelin» buyurmuştur. Bu emre ikisi de derhal boyun eğerek «isteyerek geldik- diye cevap vermişlerdir. Bu ifade çok hayret verici bir şekilde kâinatın kanunlara boyun eğdiğini ve bu kâinatın aslında yaratıcısına tam olarak teslim olduğunu, O'nun emir ve iradesine bağlandığını ima etmektedr. Şu halde kâinatta insandan başka ilâhî emirlere zorla boyun eğen yoktur. İnsanoğlu zorla da olsa bu kanunlara mahkûmdur. Onların dışına çıkamaz. Ne var ki insanoğlu gökyüzünün ve yeryüzünün emre itaat edişi gibi itaat etmeyen bir varlıktır.

11 ﴿