20

"O küfredenler ateşe sunuldukları gün ; dünyadaki hayatınızda sizin için temiz olan her şeyi harcadınız, onların zevkini sürdünüz. Bu gün ise yeryüzünde haksız yere büyüklük taslamanızdan ve yoldan çıkmanızdan dolayı alçaltıcı bir azap göreceksiniz denir."

Kafirler cehenneme atılacakları gün, cehennem bekçileri tarafından onlara şöyle denir: "Dünyadaki hayatınızda sizin için temiz olan her şeyi harcadınız ve batıl olan şeylerle karıştırdınız. Büyüklük taslayarak imam terk ettiniz, peygamberlerin davetine uymadınız, onları yalanlayıp küfür ve zulme daldınız. Bugün ise yeryüzünde haksız yere büyüklük taslamanızdan ve yoldan çıkmanızdan dolayı şimdi çok elim ve sizi alçaltıcı bir azap göreceksiniz." Aklı olanlar bu ayetten ibret alıp, şu fani ömrü Allah yolunda geçirmelidir, geçici ve alçaitıcı hayatın peşinde koşmamalıdırlar. Dünyayı bir gaye olarak değil, bir vasıta olarak kabul etmelidirler. İşte o zaman insan bu dünyada ahireti kazanır, oranın nimetlerinden istifade eder, cehennemin korkusundan emin olur. Hazret-i Ömer (radıyallahü anh) bir gün Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem)'in yanına uğrar, hasır üstünde yattığım ve hasırın vücudunda izler bıraktığım görür.

Ve Allah Resulünün bu durumunu görünce ağlamaya başlar. Onun ağladığını gören Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) sebebini sorar. Hazret-i Ömer "ey Allah'ın Resulü, Allah'a isyan eden İran kısralan ve Rum hükümdarlığı zevku sefa içinde yaşarlar. Sen alemlere rahmet olarak gönderildiğin halde hasır vücuduna iz yapmış onun için ağlıyorum" der. Allah Resulü, ona şu cevabı verir : " Onlara dünyalık verilmiştir, bize ise ahiret nimetleri verilmiştir. Bunun için bizimki ahirete bırakılmıştır." Bunun için mü’minlerin en büyük nimeti, zevkü sefası ahirettedir. Çünkü orası ebedidir. Dünya ise geçicidir.

20 ﴿