|
6 "Ey iman edenler, eğer fasıkın biri size bir haber getirirse, onun iç yüzünü araştırın. Yoksa bilmeden bir kavme sataşırsınız da sonra yaptığınıza pişman olursunuz." Bu âyet-i edilenin nüzul sebebi şudur: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Velid ibn Utbe'yi Beni Mustalik kabilesine zekât memuru olarak gönderir. Kabilenin ileri gelenleri Resûlüllah'ın elçisine hürmet ve tazimde bulunmak için topluca karşılamak isterler. Velid, onların toplu halde kendisine doğru geldiğini görünce "Bunlar beni öldürmeye geliyorlar" diyerek kaçar. Çünkü Velid'le onlar arasında cahiliye döneminde bir düşmanlık vardı. Velid, Beni Mustalik kabilesinin niyetini anlamadan o düşmanlığı bahane ederek kaçmıştır. Mekke'ye dönünce Allah Resulü durumu sorar o da "Ey Allah'ın Resulü, onlar beni zekâttan men ettiler ve hepsi silahlanıp beni öldürmek istediler, ben de aralarından kaçtım" der. Bu act haberi duyan peygamberimiz onların üzerine bir ordu göndermeyi düşünür. Onlar bu haberi alınca kabilenin ileri gelenlerinden bir heyet derhal durumu bildirmek için peygamberimize gelir ve "Ey Allah'ın Resulü, biz senin memurunu zekâttan men etmedik. Onun geldiğini öğrenince hürmet ve tazim etmek için toplanıp yanına gidiyorduk, bizi görünce hemen kaçtı, biz niçin kaçtığını anlamadık" derler ve gerçeği ortaya koyarlar. Velîd'in yanlış beyanda bulunması Allah Resulünü üzer. Bunun üzerine Allahü teâlâ bu âyeti inzal ederek şöyle buyurur: "Ey iman edenler, eğer fasıkın biri size bir haber getirirse onun iç yüzünü araştırın. Yoksa bilmeden bir kavme sataşırsınız da sonra yaptığınıza pişman olursunuz." Bu gibi yalan haberleri yayanlar günümüzde de çoktur. Mü’minleri lekelemek için çeşitli yalanlar uydurup müslümanların zihnini bulandırmaktadırlar. İşte bunlar münafıkların ta kendisidir. Halbuki Yüce Halik yalan haber yayanları fasıklıkla vasıflandırmıştır. Demek ki, sadece içki içene fasık denmiyor, Allah'ın yasaklarına uymayanlara da fasık deniyor. Çünkü bunlar Allah'ın haddini aşmışlar, emirlerini hiçe saymışlardır. Fasıkların duası ise asla kabul olmaz. Meşhur rivayete göre Musa (aleyhisselâm) kavmini üç gün yağmur duasına çıkartır. Dua yapılır, fakat yağmur yağmaz. Musa (aleyhisselâm) münâcaat edip "Ey Rabbim, üç gündür yağmur duasına çıkıyoruz, henüz yağmur yağmadı, bunun hikmeti nedir? der. Hâlik-ı Zülcelâl vahyedip "Ey Musa, bunların hakkında ne senin duanı kabul ederim ve ne de kendi dualarını kabul ederim. Çünkü sizin aranızda bir nemmamcı vardır" buyurur. Bunun üzerine Musa (aleyhisselâm) "Ey Rabbim, onu bana haber ver de kavmin içinden çıkarayım" der. Yüce Halik "Ey Musa, biz sizi koğuculuktan men ediyoruz da şimdi biz mi koğuculuk yapacağız? Kavminin hepsi tevbe etsin, o da aralarında tevbe eder, o zaman yağmur veririm" buyurur. Bunun üzerine Musa (aleyhisselâm) kavmine tevbe ettirir ve sonra yağmur duasına çıkartır. Allahü teâlâ da dualarını kabul eder. Mü’minlerin bundan ibret alması gerekir. İbn Ömer (radıyallahü anh)'ın rivayetine göre, Allahü teâlâ cenneti yarattığı zaman, ona izin verip "Ey cennet konuş" demiştir. Cennet dile gelerek "Bana giren saadete erdi" demiştir. Yüce Halik yemin edip "izzetim ve celatîm hakkı için yedi sınıf insan senin içinde barındırılmaz. 1- Devamlı içki içen, 2- Devamlı zina eden, 3- Deyyus olan, 4- Koğuculuk yapan, 5- Kendisini kadın hükmüne koyup erkeklere satan erkek, 6- Sıla-i rahmi kesenler, 7-Allah'a verdiği sözden dönenler. Düşünebilenler için bu kadarı yeterlidir, düşünemeyenler için ne söylense yine azdır. |
﴾ 6 ﴿