|
18 "Hakikat, sadaka veren erkeklerle, sadaka veren kadınlar ve Allah'a karz-ı hasenle ödünç verenler (yok mu?) Onlar (in mükâfatı) kat kat artırılır. Onlar için çok şerefli (başka) bir mükâfat da vardır." Allah rızasını kazanmak için mallarını sadaka veren erkek ve kadın mü’minlere "ziyâde ihsanlar" vardır. Bir sadaka (on) dan (yediyüz) e kadar ecir getirir. İhlâsı çok fazla olana ise ancak Allah'ın bilebileceği kat kat sevap ve ödüllendirme vardır. Sadaka verilen bid'atlardan uzak yaşayan "dervişler"den olursa, onlar kalender meşreb oldukları için- namaz bile kılamasalar- birebir sevap verilir. Ancak bu eksiklerini gidermezlerse infak edeceği kişiyi değiştirmek normaldir. Fakat bid'atcılara verilen sadakaya hiç sevap yoktur. Bu, çorak yere tohum ekmeye benzer. Boşa gider. Namaz kılmayan dilenci dervişlere verilirse "bire on" sevap verilir. Derviş dilenci olmasa, şeyh de olmasa, mahallesinde, köyünde ve şehrinde çoluğu çocuğu ile namaz kılan olsa, fakir olsa, zayıf yaşlı ve hastalığından çalışamasa ve fakat utanma duygusundan halini arzedemese; işte bu özellikli kimseye vermek "yetmiş kat sevap" tır. -Her başağı yüz taneli olan yedi başaklı bir sümbül gibi ve fakat o sadaka verilen hem namaz kılan derviş hem namus ehli, âlim, hem muttaki sâlih olsa onun Allah'a iyi kul olmalarına yardımcı olsa, bütün bunlara ek olarak tam bir gönül rahatlığı içinde ihsan etse onun bu tasaddukunun karşılığı kat kat olur. Aklını iyi çalıştıran bu son tasadduk şeklini tercih eder. Sonuç şu ki: Az verenle çok veren bir değildir. Ehline verenle vermeyen de aynı olamaz. Hele gönül hoşluğu ile tam lâyıkına verenin tadına doyulmaz. |
﴾ 18 ﴿