6

"Meryem oğlu İsâ da bir zaman (şöyle) demişti: Ey İsrâiloğulları, ben size Allah'ın peygamberiyim. Benden evvelki Tevrâtı tastik edici, benden sonra gelecek bir peygamberi de -ki ismi Ahmed'tir- müjdeleyici olarak (gönderildim). Fakat o, kendilerine açık açık burhanları getirince: 'bu apaçık bir büyüdür,' dediler."

Meryem oğlu îsâ İsrail oğullarına: "Gerçekten ben size peygamber gönderildim. Sizi İslama çağırıyorum. Benim size Allah'tan aldığım bir kitabı (incili) getirdiğimi de iyi bilin. O önce gelen Tevrata mutabıktır, uygundur. Allah'ın birliğine o kitap yol göstermektedir.

Onun bir kısım ahkâmı şöyledir: İyiliği emredendir. Kötülükleri yasak' layandır Mü’minlere cennet ve cemâlullah vaadidir. Kâfirlere de cehennem azabı vaîdidir. İbâdetlere rağbet edenler Allah'ın manevî civarında mutluluğa nail olacaklardır. Fakat kâfirlerin, isyancıların ise bundan mahrum olacağını o hükümler açıklar. Ben size, benden sonra gelecek, adının da Ahmed olduğunu bildirdiğim bir peygamberden bahsediyorum. Onu size müjdeliyorum. Bütün peygamberlerin efendisidir. Alemlerin Rabbinin sevgilisidir. Mutluluk ve talihli olmak onundur. Ona inanan ebedî mutluluğa erer. Bunlar onun emirlerine itaat ederler." îsâ (aleyhisselâm) nice açık açık delillerle o İsrâiloğullarına geldi. Yapmaktan âciz kaldıkları mûcizelerle geldi. Meselâ ölüleri diriltmek gibi. Sağırları işittirmek gibi. Körlerin gözlerinin açılması gibi. Alaca hastalığı olanların kurtarılmaları vb. gibi. Bütün bunları yalanladılar. Bir de "bu apaçık bir büyücüdür!" dediler.

Ashabdan Halid ibn Sağdan (radıyallahü anh) şöyle dedi: "— Ya Rasûlallah! Biraz kendinizden bahsetseniz!"

—"Ben atam İbrahim'in duasıyım. Kardeşim İsanın müjdesiyim. Annemin hayırlar getiren rüyâsıyım. O bana hâmile iken onun sırtından bir nûr çıktı. Tâ Şam'a, Basraya oraların köşklerine, saraylarına kadar o nûr ulaştı, aydınlattı." dedi.

6 ﴿