|
5 "Onlara: 'Gelin, Allah'ın peygamberi sizin için istiğfar ediversin' denildiği zaman başlarını çevirdiler. Gördün ki onlar (özür dilemeyi bile) kibirlerine yedîremeyerek hâlâ "yüz döndürüyorlar." Abdullah ibn Übeyy'in dostu "Sinan-ı Cühenî" ile Hazret-i Ömer (radıyallahü anh)ın kölesi, hizmetçisi "Cencâh ibn Saîd" arasında bir kavga çıkmıştı. Abdullah bunu fırsat bilerek muhacirler aleyhine ileri geri konuştu. Zeyd ibn Erkâm müdâhele etti. Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) hakkında edepsizce sözlerini kesmesini istemişti. "—Kavmin içinde zelîl olan, züğürt olan, menfur olan sensin sen. O miraca çıkandır. Müslümanların gözbebeğidir." dedi. Ubeyy "Sen bizim dengimiz değilsin. Sus" dedi. Zeyd de peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem)'e anlattı. Hazret-i Ömer "Boynunu vurayım şu münâftkın" dedi. Peygamberimiz: "Hayır. Muhammed ashabını öldürtüyor dedirtmem" dedi. Übeyyi çağırttı, sordu. O ise "Vallahi, ben böyle bir şey söylemedim. Zeyd yalan söylüyor" dedi. Zeydin yanlış anladığını sandılar. Zeyd bundan dolayı pek üzüldü. Âyet-i kerîme geldi. Müslümanlar: "— Ya Abdullah! Hakkında âyet geldi. Git Rasûlullah'a. O senin affın için Allah'a yalvarsm, dedi. O münâfıkın cevâbı tam bir inkâr psikozudur:" '—îman et dediniz ettik (Kendisi inanmak istemiyormuş). Zekât vermemi istediniz, verdik. Bir Muhammede secde etmediğimiz kaldı! Bu da çok oluyor," dîye cevapladı. Bu olaydan sonra merkum çok yaşamadı. Çetin bir hastalığa yakalandı. Geberdi gitti. Küfürlerinden santim sapmadılar. Onlar nifaktan dönmedikleri için yapsalar da bu istiğfarların onlara faydası yoktur. |
﴾ 5 ﴿