8

"Ey îman edenler tam bir samimiyetle tevbe ediniz. Allah'a dönün. Olur ki Rabbiniz kötülüklerinizi örter ve sizi altlarından ırmaklar akan cennetlere sokar. O gün Allah peygamberini ve îman edip onunla beraber olanları rüsvay etmeyecek- Nurları önlerinde ve sağlarında koşacak. Ey Rabbimiz, diyecekler, bizim nurumuzu tamamla. Bizi yarlığa. Şüphesiz ki Sen herşeye hakkıyle kadirsin."

Ey îmanla şereflenen ve tevbe ederek Allah'a yönelen kullarım! Nasûh tevbesiyle pişman olunuz. Bu tevbe şekli şudur: Bütün işlenilen günahlara gönülden çok samimî bir hava ile pişman olmaktır. Dil ile istiğfar edildiği gibi günahdan dönme sıtk ile olmalıdır. Artık o günahlara bir daha dönüp bakmaya. Eliyle-diliyle istediyse elini, dilini bütün bütün o işlerden çeke... Hem de tâ ölünceye dek... umulur ki Rabbiniz günahlarınızı bağışlar. O cennetlerine kavuşturur. Köşkler var. Ağaçlar var. Bir de altlarından nehirler akıyor. Peygamberine "şefaat" hakkı verilecek. Mü’minlerin de nûrlart sırat köprüsünde önlerini, sağlarını aydınlacak. Böylece (Sırat)ı hızla geçecekler. O münafıklara da amellerine uygun ceza verecek. Nitekim, dünyada İslâmlarla alay ederlerdi. İçleri kâfir, dışları mü’mindi. Sıratta bu ikili tutumlarına, çifte standart karekterlerine uygun ceza verilecek. Bir ışık gösterilecek, onlar adımlarını atacaklar. Fakat peşinden hemen ortalık kararacak. Böylece "cehennemin en alt tabakasına" düşecekler. Bunu gören mü’minler de nurlarının sönmesinden korkacaklar. Sonra: "Ey Rabbimiz! Nurumuzu sönmekten koru, tamamla, Günahlarımızı bağışla. Bizi yarlığa. Sen herşeye kadirsin. Bizi yarlığamaya da gücün yeter. Nurumuzu da tamamlamaya kadirsin" diyecekler.

8 ﴿