|
5 "Hakikat biz sana ağır bir söz vahyediyoruz." Yâ Muhammed! Sana indirdiğimiz bu Kur'an'ın bir heybeti ve büyüklüğü ve ağırlığı var. Onda emir var, yasak var. Onunla amel etmek," "nefislere ağır" gelir. Fakat tahammül ederek gereğini yerine getirenlerin Kıyamette "terazileri ağır" gelir. Kur'an’ın nüzulünün ağır olduğu da söylenmiştir. Nitekim şayet: "Biz bu Kur'anı bir dağa indirseydik, yemin olsun ki onu Allah korkusundan saygı ile başeğmiş, parça parça olmuş görürdün. İşte biz, belki düşünürler diye, insanlara örnekleri böyle veriyoruz," (Haşr sûresi: 59/21) buyrulmuştur. Bundan dolayı Rasûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e vahiy deve üzerinde gelirse, vahyin ağırlığından, melek gidene kadar deve çöker ve kıpırdayamaz duruma gelirdi. Soğuk kış gecelerinde ve günlerinde gelse Rasûlullah boncuk boncuk ter dökerdi. Vahyin yapısında bu ağırlık var. Çünkü Allah'ın kelâmı ile Allah'ın en seçkin bir kulu karşı karşıya geliyordu. Diğer insanların vahye muhâtablığı bile -muhalfarz- düşünülemez. |
﴾ 5 ﴿