10

"Biz de ona en güç olanı (ateşi) kolaylaştırırız."

O kimse ki malından zekat ve sadaka vermedi. Cimrilik damarı kabardı. Kendinin bundan gelecek sevaba ihtiyacı olmadığını sandı. Tevhîd çizgisinden çıktı. Hakkı kabul etmedi. Cenneti ve ordaki nîmetleri inkâr etti. Biz Azîmüşşan onu rüsvay ederiz ve basan ihsan etmeyiz. Günah ve sapıklık yolunu ona böylece kolaylaştırmış oluruz. Bu sûre-i Celîle, müfessirlerin (radıyallahü aleyhim) ittifâkıyle Hazret-i Ebubekir (radıyallahü anh) hakkındadır. Umeyye ibn Halef ve Ubeyy ibn Halef kâfirleri Bilâli Habeşî (radıyallahü anh)'i köle etmişlerdi. İslama girdiği için de ona işkence ediyorlardı. Kendinin de müslümanlığa girmeyen bir kölesi vardı. Onu onlara verdi. Üstelik te "on rukiyye altın" verdi. Bilâl'i kölelikten kurtardı. Bunu, Allah rızasını kazanmak için yaptı. Böyle yapan herkese bu âyetlerin hükmü geçerlidir, bağlayıcıdır. Hazret-i Ebubekir-i Sıddîk zıddına cimrilik yapan ve âhirete dönük ameller işlemekten kendini vareste (muâf) gören Ebu Cehil ve Ümeyye bin Halef ve benzerleridir. Bu son âyet-i kerîmeler de bu vasıfları taşıyan herkesi kapsıyor. Bir yukardakiler (5.6.7. âyetler) ise Hazret-i Ebubekir ve onun yolundan yürüyen herkese şâmildir.

10 ﴿