32Melekler ise şöyle dediler: Seni tesbih ederiz. Bize öğrettiklerinin dışında hiçbir bilgimiz yoktur. Şüphesiz ki sen, her şeyi çok iyi bilensin, hüküm ve hikmet sahibisin. Ey rabbimiz, seni, sana yakışmayan sıfatlardan arındırır, bize öğrettiklerinin dışında hiçbir şey bilmediğimize dair aczimizi beyan ederiz. Ey rabbimiz, gaybı ancak sen bilirsin. Senin dışında hiçbir varlık bilemez. Sen, hüküm ve hikmet sahibisin. Taberi diyor ki: "Bu üç âyette, ibret almak isteyen kimse için ibretler, öğüt almak isteyen kimse için öğütler vardır. Böyle olan insanlar, Allahü teâlânın, Kur'an-ı kerimin bu âyetlerinde, dillerin vasıflandırmaktan âciz kalacağı ince hikmetlerin bulunduğunu görür. Zira Allahü teâlâ bu âyetleri, Yahudilerin içinde yaşayan Hazret-i Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem)'in hak Peygamber olduğunu ispatlayan deliller olarak zikretmiştir. Çünkü Resûlüllah, ancak Allah'ın bildinnesiyle bilinebilecek gaybla ilgili haberler zikretmiştir. Böylece Yahudiler, Resûlüllah'ın Peygamberliğinin doğru olduğunu itiraf etmiş olsunlar. Yine bu âyetler göstermektedir ki bir kimse gerek geçmişe gerekse geleceğe ait herhangi bir haberi, Allah kendisine bildirmeden ve habere dair elinde bir delil bulunmadan anlatacak olursa o kimse kendi tahminlerine göre haber vermiştir ve rabbinin cezasını hak etmiştir. Nitekim meleklerin, Hazret-i Âdemin soyundan gelecek olan insanların, dünyada bozgunculuk yapacaklarını ve kan dökeceklerini bildirmeleri üzerine Allahü teâlâ onları kınamış, onlar da hatalarını anlayarak affedilmelerini dilemişlerdir. Bütün bunlar gösteriyor ki, gaybe ait bilgileri bildiğini iddia eden kâhinlerin, müneccimlerin, falcıların ve insanın şekline bakarak birtakım tahminlerde bulunan kişilerin sözleri asılsızdır, yalandır. |
﴾ 32 ﴿