42

Hakkı batıla karıştırıp bile bile hakkı gizlemeyin.

Muhammed'in size değil de başkalarına Peygamber gönderildiği şeklindeki zannınızla, doğruyu yalana, hakkı bâtıla karıştırmayın. Onun, benim Peygamberim, Kur’an’ın da benim sözüm olduğunu bildiğiniz halde, kitabınız Tevratta mevcut bulunan, Muhammed'in sıfatlarına dair olan şeyleri gizlemeyin.

"Hakkı bâtıla kanştırmak"tan maksat, Abdullah b. Abbas'a göre, doğruyu yalana karıştırmaktır. İbn-i Zeyd' göre, Hazret-i Mûsaya inen asıl Tevratı, uydurdukları Tevrata kanştırmaktır. Mücahide göre ise, uydurulmuş Yahudilik ve Hıristiyanlığı İslama karıştırmaktır.

Taeri diyor ki: "Eğer denilecek olursa ki "Âyetin hitabettiği insanlar kâfirlerdir. Bunlar, hakkkı bâtıla nasıl kanştımış olacaklar ve bunlar hangi hak üzeredirler? "Cevaben denilir ki: "Bunların içinde münafıklar bulunuyordu. Görünüşte Hazret-i Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem)in peygamberliğini tasdik ediyorlar, gizli olarak ta onu inkâr ediyorlardı. İleri gelenleri de diyorlardı ki: "O, gönderilen biridir, fakat bizim dışımızdakilere gönderilmiştir." Böylece münafık olanlar, Hazret-i Muhammedin Peygamber olduğnu açıktan söyleyip gizli olarak da inkâr etmek suretiyle hakkı bâtıla karıştırıyorlardı. İleri gelenleri ise, hem Peygamber olarak' gönderildiğini itiraf ediyorlar hem de kendilerine değil başkalarına gönderildiğini iddia ederek hakkı bâtıla karıştırıyorlardı.

Âyet-i kerime’nin sonunda "Bile bile hakkı gizlemeyin" ifadesi zikredilmiştir. Abdullah b. Abbas, bu ifadeyi mealde zikredildiği gibi izah etmiştir. Ebul Âliye ve Mücahid ise âyetin bu bölümünü şöyle izah etmişlerdir: "Sizler bildiğiniz halde hakkı gizliyorsunuz"

"Bildikleri halde gizledikleri Hak'tan maksat, Hazret-i Muhammedin Peygamberliği ve ona gelenlerin Allah tarafından gönderilmiş olmasıdır. Kitap ehli, bunların hak oldğunu bildikleri halde, insanlardan gizlemişlerdir. Âyet-i kerime, onların bu hallerini dile getirmektedir.

42 ﴿