205O, iş başına geçtiği zaman yeryüzünde fesat çıkarmak, ekini ve nesli helak etmek için çalışır. Allah, bozgunculuğu sevmez. Ey Resulüm, bu münafık senin yanından ayrılıp gittiğinde, Allah'ın kullarını korkutmak için, yol keserek, orada anarşi çıkararak yeryüzünde Allah'ın haram kıldığı işleri yapar. Ekinleri yok etmek ve Allah'ın helal kılmadığı hayvanları ve diğer canlıları helak etmek için çalışır. Allah günah işlemeyi, yol kesmeyi ve oralarda korkulacak durumlar meydana getirmeyi sevmez. Âyet-i kerime’de zikredilen ve "O, iş başına geçtiği zaman" şeklinde tercüme edilen cümlesi, Abdullah b. Abbas tarafından "O, senin yanından ayrıldığı zaman" şeklinde izah edilmiş, İbn-i Cüreyc tarafından ise "O, senin yanından öfkeli olarak ayrıldığı zaman" şeklinde izah edilmiştir. Müfessirler burada, münafık tarafından yeryüzünde çıkaracağı fesattan neyin kastedildiği hususunda iki görüş zikretmişlerdir. Bazılarına göre burada zikredilen fesattan maksat, "Yol kesmek" ve insanları korkutmaktır. Nitekim Ahnes b. Şerik bunu yapmıştır. Diğer bir kısım müfessirlere göre ise burada zikredilen "Fesaf'tan maksat, akrabalık bağını koparmak ve müslümanların kanını akıtmaktır. Taberi, âyet-i kerime’nin genel ifadesinin her iki fesat şeklini de kapsar mahiyette olduğunu ve âyetten, bütün isyanların anlaşıldığını söylemiştir. Âyet-i kerime’de: "O, ekini ve nesli helak etmek için çalışır." buyurulmaktadır. Münafıkın, ekin ve nesilleri nasıl helak ettiği hususunda farklı görüşler zikredilmiştir. a- Süddiye göre burada zikredilen ekinlerin helakinden maksat, Ahnes b. Şerikin yaptığı gibi onları yakmak, nesilleri helak etmekten maksat ise, yine bu kişinin yaptığı gibi belli hayvanları keserek soylarını bitirmek istemektir. b- Mücahide göre ise, münafıkın, ekinleri helak etmesinden maksat, Allah’a isyanı yüzünden yağmur rahmetinin kesilmesi ve böylece ekinlerin yok olmasına sebep olmasıdır. Soyları helak etmesinden maksat ise, ekinlerin helak olmasına vesile olarak insanların da helakine vesile olmasıdır. Taberi diyor ki: "Her ne kadar Mücahidin söylediği de âyetin izahında muhtemel bir tevil ise de Süddinin ki âyetin zahirine daha uygundur. Bu sebeple biz bunu tercih ettik. Taberi devamla diyor ki: "Ekinden maksat, ziraat ürünleridir. Nesilden maksat ise soy ve çocuktur. Münafıkın ziraat ürünlerini helak etmesi, Süddinin söylediği gibi, onu yakmasıyla da olabilir, Mücahidin söylediği gibi, Allah’a isyanı yüzünden yağmurun kesilmesine sebep olmasıyla da olabilir. Hatta tarımla meşgul olanları ve işçileri öldürmesiyle de olabilir. Keza münafıkın, nesilleri helak etmesi, anne ve baba olacak insanları öldürmekle de olabilir. Mücahidin dediği gibi, insanların gıdalan olan ekinleri helak etmesiyle de olabilir. Her ne kadar âyet-i kerime’nin zahiri, Süddinin rivâyet ettiği izaha daha uygun ise de, âyeti genel anlamda almak ve her ekini helak edenin ve soyun helakine sebep olan herkesin bu âyetin ifadesine girdiğini söylemek uygundur. Nitekim Abdullah b. Abbas, Mücahid, Dehhak, Rebi' b. Enes, Ata, Said b. Abdülaziz ve Mekhul, bu âyette ki, "Ekin"den maksadın, ekilen bütün ekinler olduğunu ve soydan maksadın da "Her canlının soyu" olduğunu söylemişlerdir. Buna göre her ekini ifsad eden ve her soyu helak eden münafık bu âyetin ifadesine girmektedir. |
﴾ 205 ﴿