227Şâyet boşamayı kastederlerse, şüphesiz ki Allah, her şeyi çok iyi işiten, çok iyi bilendir. Şâyet onlarla beraber yaşamayı terketmeye karar verir de onları boşarlarsa şüphesiz ki Allah, kadınlarınızı boşamanızı işiten ve çok iyi bilendir. İyla yapan erkek dört ay içinde yeminini bozup hanımına dönerse o yine onun hanımıdır. Nitekim Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), hanımlarına bir ay yaklaşmayacağına dair yemin etmiş, bir ay bittikten sonra hanımlarına dönmüştür. Bkz. Buhari, K. es-Salah, bab: 18/ Müslim. K. et-Talâk. bab: 3 Hadis No. 1475 Eğer erkek dört ay süresince hanımına yaklaşmayacağına yemin eder de bu süre içinde yaklaşmazsa "İyla" söz konusu olur. İmam Şafii, İmam Mâlik ve İmam Ahmed b. Hanbel'e göre kadın boş olmaz. Hakim, erkeğe ya yeminini bozup hanımına dönmesini veya onu boşamasını emreder. Şâyet hem dönmez hem de boşamazsa hakim boşar. Ebû Hanifeye göre ise bu dört ay'ın geçmesinden sonra kadın kendiliğinden bir talâk-ı bâin ile boş olur. Taberi bu âyet-i kerime’nin izahında şunları zikretmiştir: Müfessirler: "Şâyet boşamayı kastederlerse şüphesiz ki Allah, her şeyi çok iyi işiten, çok iyi bilendir." âyet-i kerimesinin izahında çeşitli görüşler ileri sürmüşlerdir: a- Bazılarına göre bu âyetin izahı şöyledir: "Şâyet hanımına yaklaşmayacağına dair yemin eden kimse, kendisi için tayin edilen dört ay bekleyebilme süresi içinde hanımına dönmez ve yemininde kararlı olursa hanımı ondan boş olur." Görüldüğü gibi "İlya" yapan erkek dört ay içinde hanımına dönmezse hanımı ondan boş olur. Ancak bu görüşte olan âlimler, hanımın ric'î bir talâkla mı yoksa bâin bir talâkla mı boş olacağı hakkında iki ayrı görüş zikretmişlerdir. aa- Hazret-i Ali, Abdullah b. Mes'ud, Osman b. Affan, Zeyd b. Sabit, İkrime, Katade, Abdullah b. Abbas, Abdullah b. Ömer, Kubeyse b. Züeyb, Salim b. Abdullah, Ebû Seleme b. el-Ekva, Abdurrahman, Ata, Hasan-ı Basri, İbrahim en-Nehai ve Dehhaka göre, hanımına yaklaşmayacağına dair yemin etlen erkek dört ay içinde hanımına yaklaşmayacak olursa hanımı ondan bir bain talâk ile boş olur. (Yani hanımın üç talakından biri gider ikisi kalmış olur. Bununla birlikte kocasına dönüp dönmeme karan hanımının yetkisine geçer. Dilerse yeniden mehir alıp tekrar kocasıyla evlenir ve kalan iki talâk ile yaşar dilerse kocasına tekrar dönmeyi kabul etmez, iddeti bittikten sonra sonra kocasından tamamen ayrılmış olur ve başka biriyle evlenebilir.) Bu hususta İbrahim en-Nehai diyor ki: "Abdullah b. Üneys, hanımına yaklaşmayacağına dair yemin etmişti ve bu esnada yolculuğa çıkmak zorunda kalmış ve yolculuğu dolayısıyle hanımından altı ay uzak kalmıştı. Abdullah yolculuktan dönüp geri geldi, hanımının yanına girdi. Abdullaha denildi ki "Hanımın senden talâk-ı bâin ile boş oldu." O da bunun üzerine Abdullah b. Mes'udun yanına gitti ve ona meseleyi anlattı. Abdullah b. Mes'ud da: "Hanımın senden talâk-ı bâin ile boş oldu ona git bunu bildir ve kendisiyle tekrar evlenmek istediğini teklif et." dedi. Abdullah b. Üneys hanımına döndü, onun, kendisinden talâk-ı bâin ile boş olduğunu söyledi ve ona evlilik teklifinde bulundu. Hanımının kabul etmesi üzerine ona bir rıtıl gümüş verdi. bb- Said b. el-Müseyyeb, Ebubekir b. Abdurrahman, Mekhul, Zühri ve Rebi' b. Enese göre hanımına yaklaşmayacağına dair yemen etlen erkek dört ay içinde hanımına yaklaşmayacak olursa hanımı ondan bir ric'î talâkla boş olur. (Yani hanımın iddeti bitmedikçe kocası tekrar ona dönebilir. Hanımının razı olup olmaması farketmez.) b- Diğer bir kısım müfessirlere göre bir erkek hanımına yaklaşmayacağına dair yemin eder de dört ay ona yaklaşmayacak olursa yaklaşmamasından dolayı hanımı ondan boş olmaz. Ancak erkeğin bu hali hanıma, hakime başvurma hakkını sağlar. Hanım hakime başvurarak kocasının ya tekrar kendisini kabul etmesini veya boşatmasını ister. Hakim de kocayı bu şıklardan birini kabule mecbur eder. (Yani koca dört aydan sonra bu hali devam ettirmekten ahkonur. Ya kan sini boşar veya yeminini bozup tekrar ona döner.) Bu görüş Hazret-i Ömer, Hazret-i Ali, Hazret-i Osman, Ebuddeıda, Said b. el-Müseyyeb, Hazret-i Âişe, Abdullah b. Ömer, Tavus, Mücahid, Mervan b. el-Hakem, Ömer. b. Abdülaziz, Abdullah b. Abbas, İmam Mâlik, Muhammed b. Kâ'b el-Kurezi ve Kasım b. Muhammedden nakledilmiştir. Bu hususta Ebû Salih diyor ki: "Ben, Resûlüllahin on iki sahabisine, karısına yaklaşmayacağına dair yemin eden erkeğin hükmünü sordum. Onların hepsi de dediler ki: "Dört ay geçinceye kadar erkek için herhangi bir şey yoktur. Dört ay geçtikten sonra artık erkek yeminini devam ettirmekten ahkonur. Yani ya hanımını boşar veya ona döner. İmam Mâlik, bir erkeğin dört aydan az bir süre için hanımına yaklaşmayacağına dair yemin etmesini "İyla" saymamıştır. İyla'nın gerçekleşmesi için erkeğin hanımına dört ay veya daha fazla bir süre için yaklaşmayacağına dair yemin etmesini gerekli saymıştır. Böyle yapan erkek için dört ay geçtikten sonra müdahale edilir. Artık o ya hanımına döner ve yeminini bozar yahutta hanımını boşar. c- Said b. el-Müseyyeb ve diğer bazı âlimlerden nakledilen başka bir görüşe göre "İyla" yapmanın herhangi bir hükmü yoktur. d- İbrahim en-Nehaiden nakledilen diğer bir görüşe göre Âyetin bu bölümünün mânâsı şöyledir: "Şâyet iyla yapan koca dört ay geçtikten sonra hakim tarafından hanımına dönmesine veya onu boşamasına dair karar verilirse ve koca karısına dönmemekte ısrar edecek olursa işte o zaman hanımı kendisinden bir talâk-i bâin ile boş olur." Taberi diyor ki: "Bu görüşlerden Allah'ın kitabının zahirine daha uygun olanı, Hazret-i Ömer, Hazret-i Osman ve Hazret-i Aliden nakledilen görüştür. Buna göre âyetin mânâsı şöyledir: "Hanımına yaklaşmayacağına dair yemin eden erkeğe bu yemininin üzerinden dört ay geçtikten sonra hakim bu haline son vermesine dair karar verir de erkek te tekrar hanımına dönecek olursa şüphesiz ki Allah onu affeder ve ona merhamet eder. Şâyet o erkek hanımını boşamaya karar verirse Allah onun boşamasını işiten ve hanımına yaptıklarını bilendir." Görüldüğü gibi Taberiye göre bir erkek hanımına yaklaşmayacağına dair yemin eder de bu yeminini dört ay bozmayacak olursa hanımı ondan herhangi bir talâk şekli ile boş olmaz. Ancak hakime baş vurulduğunda o, erkeği iki durumdan birini seçmeye mecbur kılar. Bunlar da, tekrar hanımına dönmesi veya onu boşamasıdır. Taberi bu görüşü tercih edişinin gerekçesi olarak özetle şunu zikretmiştir. Âyeti kerime’de "Şâyet boşamayı kastederlerse şüphesiz ki Allah her şeyi çok iyi işiten çok iyi bilendir." buyuruluyor. Elbetteki işitme söylenilen bir söz için olur. Yapılan bir iş için söz konusu olmaz. Şâyet, diğer görüşlerin belirttiği gibi erkeğin hanımına yaklaşmamaya yemin etmesi hali, dört ay geçmekle hanımının boş olmasını gerektirseydi âyetin sonunda: "Şüphesiz ki Allah işitendir." denilmezdi. Böyle denildiğine göre anlaşılıyor ki dört ay geçmesi ile kadın boş olmuyor, dört ay geçtikten sonra erkeğin boşamayı tercih ettiğini söylemesi ile boş oluyor. İyla yapmanın süresi, âyette zikredildiği gibi dört aydır. Bu hususla ilgili olarak Hazret-i Ömerden şunlar nakledilmektedir: Hazret-i Ömer (radıyallahü anh), kocası yanında bulunmayan bir kadının, geceleyin kendi kendine söylenip şikâyette bulunduğunu duyunca gelip kızı Hafsaya bir kadının kocasından en çok ne kadar ayrı kalmaya sabredebileceğim sormuş Hafsa da dört ay veya altı ay sabredebileceğim söylemiştir. Bunun üzerine Hazret-i Ömer: "Orduda hiçbir kimseyi bu müddetten fazla tutmayacağım." demiştir. İbn-i Kesir, e, 1 S. 269 |
﴾ 227 ﴿