31Eğer yasaklandığınız büyük günahlardan kaçınırsanız, kusurla rınızı örter, sizi güzel bir makama koyarız. Ey mü’minler, eğer sizler kendinize yasaklanan büyük günahlardan kaçı nırsanız, küçük günühlarınızı örter sizi affederiz. Ve sizleri, mutluluk yurdu olan cennete koyarız. Orada ne üzüntü vardır ne de keder. Ne sıkıntı vardır ne de bunalım. Büyük günahlar hakkında sahabe-i kiramdan, tabiinden çeşitli görüşler nakledildiği gibi Resûlüllahtan da kısmen birbirinden farklı olan hadis-i şerifler Rivâyet edilmiştir. a- Abdullah b. Mes'uda göre bu âyette zikredilen büyü günahlardan mak sat, Nisa suresinin başından bu âyete kadar geçen otuz âyette, Allahü teâlânın, kullarına yasakladığı günahlardır. İbrahim en-Nehai de bu görüştedir. Abdullah b. Mes'uddan nakledilen diğer bir görüşe göre ise büyük günahlar dört tanedir. Bunlar, Allah’a ortak koşmak, Allah'ın rahmetinden ümit kesmek, Allah'ın lütfundan ümit kesmek ve Allah'ın tuzağından (cezalandırmasından) kurtulacağından emin olmaktır. Yine Abdullah b. Mes'uddan nakledilen diğer bir görüşe göre bu günahlar üçtür. Bunlar, Allah'ın rahmetinden ümit kesmek, Allah'ın lütfundan ümit kes mek ve Allah'ın cezalandırmasından kurtulacağından emin olmaktır. b- Hazret-i Ali (radıyallahü anh)ye göre ise burada zikredilen büyük günahlar yedi tanedir. Bunlar da, Allah’a ortak koşmak, Allah'ın, öldürülmesini haram kıldığı bir insanı öldürmek. Namuslu bir kadına zina iftirasında bulunmak, yetim malı yemek, faiz yemek, savaştan kaçmak, hicret ettikten sonra tekrar Bedeviliğe dönmektir. Bu hususta Ubeyde b. Umeyr diyor ki: "Büyük günahlar yedidir. Bunların herbiri hakkında Allahü teâlânın kitabında bir âyet vardır. Bunlar şu günahlardır. Allah ortak koşmak, Bu hususta Allahü teâlâ şöyle buyuruyor: "Allah’a samimiyetle yönelin. Ona ortak koşanlardan olmayın. Kim Allah’a ortak koşarsa sanki o, gökten düşüp kuşlar tarafından kapılmış veya rüzgarla uzaklara sürüklenmiş gi-bidir. Hac sûresi 22/31Allah’ın, öldürülmesini haram kıldığı bir insanı öldürmek. Allahü teâlâ bu hususta da şöyle buyuruyor: "Kim bir mü’mini kasten öldürürse onun cezası ce hennemdir. Orada ebedi olarak kalacaktır. Allah ona gazap ve lanet etmiş ve onun için büyük bir azap hazırlamıştır. Nisa sûresi, 4/93 Faiz yemek. Allahü teâlâ bu hususta da şöyle buyuruyor: "Faiz yiyenler, yerlerinden, şeytanın çarptığı kimsenin kalktığı gibi kalkarlar." Bakara sûresi, 2/ 275 Yetim malı yemek. Allahü teâlâ bu hususta şöyle buyuruyor: "Yetimlerin mallarını haksız yere yiyenler, karınlarına sadece ateş tıkamış olurlar. Onlar ya kında alev alev yanan bir ateşe sokulacaklardır. Nisa sûresi, 4/10 Namuslu bir kadına zina iftirasında bulunmak. Allahü teâlâ bu hususta da şöyle buyuruyor: "İffetli, hiçbir şeyden haberi olmayan mü’min kadınlara zina isnad edenler, şüphesiz ki dünyada da âhirette de lanetlenmişlerdir. Onlar için büyük bir azap vardır. Nur sûresi, 24/23 Savaştan kaçmak. Bu konudada âyet-i kerimelerde şöyle buyurulmaktadır; "Ey iman edenler, savaş için ilerlerken, toplu halde kâfirlerle karşılaştığınız zaman sakın onlara arkanızı dönüp kaçmayın." "Savaş için bir taktik kullanan veya başka bir birliğe katılmak isteyen hariç, İçinizden kim düşmana arkasını dönüp kaçarsa Allah'ın gazabına uğramış olur. Onun varacağı yer cehennemdir. O ne kötü bir yerdir. Enfal sûresi, 8 / 15-160 Hicret ettikten sonra dinden çıkıp tekrar Bedeviliğe dönmek. Bu hususta da âyette şöyle buyuruluyor: "Kendilerine doğru yol açıkça belli olduktan sonra tekrar eski inkârlarına dönenlerin yaptıklarını şeytan kendilerine hoş göstermiştir. Ve hayallerle aldatmıştır. Muhammed sûresi, 47 / 25 "Ata b. Ebi Rebah ise bu büyük günahların, adam öldürmek, faiz yemek yetim malı yemek, namuslu kadına zina isnad etmek, yalan yere şahitlik yap mak, anneye babaya kötü davranmak ve savaştan kaçmak olduğunu söylemiştir. c- Abdullah b. Ömere göre ise bu büyük günahlar dokuz tanedir. Bunlar da: Allah’a ortak koşmak, öldürülmesi helal olmayan bir insanı öldürmek, savaş tan kaçmak, namuslu birkadına zina isnad etmek, faiz yemek, haksız yere yetim malı yemek, Mescid-i Haramda haktan sapıp zulmetmek, insanlarla alay etmek. (İnsanları angaraya olarak çalıştırmak) ve anaya babaya, onları ağlatacak derecede kötü davranmaktır. Abdullah b. Ömerden nakledilen diğer bir Rivâyete göre ise insanlarla alay etme günahı yerine sihir yapma günahı zikredilmiştir. d- Abdullah b. Abbasa göre ise büyük günahlardan maksat, Allah'ın ya sakladığı her günahtır. Abdullah b. Abbasın yanında, büyük günahların yedi ve ya dokuz tane olduğu zikredilmiş o da bunların yedi veya dokuzdan fazla olduklarını söylemiştir. Abdullah b. Abbas, "Büyük günahlar yediden ziyade yetmişe daha yakındır." demiştir. e- Said b. Cübeyr, Mücahid, Dehhak ve Abdullah b. Abbastan nakledilen başka bir görüşe göre ise, büyük günahlardan maksat, Allah'ın, işleyenleri cehennem azabına koyacağı ile tehdit ettiği günahların tümüdür. Buna göre, işlenildiğinde onu işleyenenin cehennem azabına konulacağı veya Allah'ın gazabına yahut lanetine uğratılacağı beyan edilen günahların hepsi büyük günahladır. f- Taberi büyük günahların, sahih hadislerde beyan edilen günahlar oldu ğunu, bunların da, Allah’a ortak koşmak, anaya babaya kötü davranmak, Allah'ın, öldürülmesini haram kıldığı insanı öldürmek, yalan söylemek (Yalan yere şahitlik yapmak ta buna dahildir.) Namuslu kadınlara zina iftirasında bulunmak, yalan yere yemin etmek, sihir yapmak, savaştan kaçmak ve komşunun hanımıyla zina etmek." olduğunu söylemiş, fakirlik korkusuyla çocuğunu öldürmenin de haksız yere adam öldürme hükmüne tabi olduğunu bildirmiştir. Taberi zikrettiği bu hususları, Enes b. Malik, Abdullah b. Amr, Ebû Eyyub el-Ensari, Ebû Ümame el-Bahili ve Abdullah b. Mes'ud'tan rivâyet ettiği hadis-i şeriflerden almıştır. Enes b. Malik (radıyallahü anh) diyor ki: "Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)den büyük günahlar soruldu. O da: "Büyük günahlar Allah’a ortak koşmak, anne ve babaya kötülük etmek, adam öldürmek ve yalan yere şahitlik etmektir." buyurdu. Buhari, K eş-Şahadat, bab: 10 Diğer bir Rivâyette ise Enes b. Malik şöyle demiştir: "Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) büyük günahları anlattı veya ona büyük günahlardan soruldu. O da şöyle buyurdu: "Onlar, Allah’a ortak koşmak, adam öldürmek, anne ve babaya kötülük etmektir." Ve devamla şöyle dedi: "Ben size büyük günahların en büyüğünü haber vereyim mi? O, yalan söylemektir. (Diğer bir Rivâyette) yalan yere şahitlik etmektir. Buhari, K. el-Edeb, b. 6 / Müslim, K. el-İman, b. 144, Hadis No: 88 Ebû Eyyub el-Ensari, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)in şöyle buyurduğunu Rivâyet ediyor: "Kim Allah'ın huzuruna, Allah’a kulluk ederek, ona hiçbir şeyi ortak koşmayarak, namazı kılarak, zekatı vererek ve büyük günahlardan kaçınarak çıkacak olursa işte onun için cennet vardır." Bunun üzerine Resûlüllahtan, büyük günâhların neler oldukları soruldu. Resûlüllah şöyle buyurdu: "Bunlar. Allah’a ortak koşmak, müslüman bir kişiyi öldürmek ve savaştan kaçmaktır. Nesâî, K. Tahrim ed-Dem- bab: 3 Abdullah b. Amr, Resûlüllah'ın şöyle buyurduğunu Rivâyet ediyor: "Büyük günahlar, Allah’a ortak koşmak, anne ve babaya kötülük yapmak bir insanı öldürmek ve yalan yere yemin etmektir. Nesâî K. Tahrim ed-Dem, bab: 3 Abdullah b. Mes'ud diyor ki: "Dedim ki" Ey Allah'ın Resulü, hangi günahlar daha büyüktür?" Resûlüllah: "Seni yaratan Allah’a birini denk tutmandır. (ortak koşmandır.) Sonra hangisidir?" dedim. Resûlüllah: "Seninle birlikte yemek yiyeceğinden korkarak çocu ğunu öldürmendir." buyurdu. Sonra hangisidir?" dedim. Resûlüllah: "Komşunun hammıyla zina etmendir." buyurdu Nesâî K. Tahrim ed-Dem bab: 4 Ebû Umame el-Bahili diyor ki: "Resûlüllah bir yere yaslanmış vaziyette iken sahabiler büyük günahları anlattılar ve şöyle dediler: "Bunlar, Allah’a ortak koşmak, yetim malı yemek, savaştan kaçmak, namuslu kadına zina iftirasında bulunmak, anne ve babaya kötülük etmek, yalan söylemek, ganimet malından bir şey saklamak, sihir yapmak ve faiz yemektir. "Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Allah’a verdikleri ahdi ve yeminlerini bozarak karşılığında az bir değeri satın alanları nereye koyacaksınız? Taberi, C.5 S.28 Âyet-i kerime’nin devamında, büyük günahlardan kaçmildiği takdirde ku surların örtüleceği zikredilmektedir. Buradaki kusurlardan maksat, küçük günahlardır. Allahü teâlâ, biz âciz kullarına bir lütuf olarak, büyük günahlardan kaçındığımız takdirde küçük günahlarımızı affedeceğini ve bizleri, ikram yurdu olan cennete koyacağını zikretmiştir. Sahabe-i Kiram, Kur'an-ı Kerimde zikredilen bu ve benzeri âyetlerin, yüce mevlanın biz âciz kullarına büyük bir lütfü olduğunu söylemişler ve bu hususta sevinçlerini izhar etmişlerdir. Bu hususta Abdullah b. Mes'udun şunları söylediği rivâyet edilmektedir: "Nisa suresinde beş âyet vardır ki bunlar benim için bütün dünyadan daha sevimlidir. Bunlar: "Eğer yasaklandığınız büyü gü nahlardan kaçınırsanız kusurlarınızı örter sizi, güzel bir makama koyarız." Şüp hesiz ki Allah, hiçbir kimseye zerre kadar zulmetmez. Yapılan iyilik zerre kadar da olsa onu kat kat artırır. Ve yapana, katından büyük bir mükafaat verir." "Şüp hesiz ki Allah, kendisine ortak koşulmasını affetmez. Bunun dışmdakini diledi ği kimse için affeder. Kim Allah’a ortak koşarsa şüphesiz büyük bir günah ile iftira etmiş olur." "Kim bir kötülük işler veya nefsine zulmeder de sonra Allah’tan bağışlanmasını dilerse, Allah’ı, mağfiret ve merhamet edici olarak bulur." "Allah’a ve Peygamberine iman edip onlar arasında hiçbir ayrılık gözetmeyenlere gelince, işte onlara, Allah mükâfaatlarıni verecektir. Allah, çok affeden ve çok merhamet edendir. Nisa sûresi, 4/31, 40, 48, 110, 152 âyetleridir. Abdullah b. Abbas da: "Nisa suresinde sekiz âyet vardır ki bu âyetler bu ümmet için, güneşin, üzerine doğup battığı şeylerden daha hayırlıdır." demiş ve şu âyetleri zikretmiştir: "Allah size, dininizin hükümlerini açıklamak, sizden ön celiklerin yollarını göstermek ve tevbenizi kabul etmek istiyor. Allah, her şeyi çok iyi bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir." "Allah sizin tevbenizi kabul etmek istiyor. Şehvetlerine uyanlar ise sizin hak yoldan iyice uzaklaşmanızı istiyorar." "Allah sizden yükü hafifletmek ister. Çünkü insan çok zayıf olarak yaratılmış tır." "Eğer yasaklandığınız büyük günahlardan kaçınırsanız, kusurlarınızı örter sizi güzel bir makama koyarız." "Şüphesiz ki Allah, hiçbir kimseye zerre kadar zulmetmez. Yapılan iyilik zerre kadar da olsa onu kat kat artırır ve yapana, ka tından büyük bir mükafaat verir." Şüphesiz ki Allah, kendisine ortak koşulması nı affetmez. Bunun dışmdakini dilediği kimse için affeder. Kim Allah’a ortak koşarsa şüphesiz ki büyük bir günah ile iftira etmiş olur." Kim kötülük işler ve ya nefsine zulmeder de sonra Allah’tan bağışlanmasını dilerse Allah’ı mağfiret ve merhamet edici olarak bulur." "Allah’a ve Peygamberine iman edip onlar arasın da hiçbir ayrılık gözetmeyenlere gelince, işte onlara Allah, mükâfaatlarını verecektir. Allah çok affeden, çok merhamet edendir. Nisa sûresi, 4/26, 27, 28, 31,110,152 |
﴾ 31 ﴿