90Ancak aranızda anlaşma bulunan bir kavme sığınanlar yahut ne sizinle ne de kendi kavimleriyle savaşmak istedikleri için yürekleri sıkıntıya düşerek size gelenlerle savaşmayın. Allah dileseydi onları size musallat ederdi de sizinle savaşırlardı. Eğer onlar, sizden uzak dururlar, sizinle savaşmazlar ve size barış teklif ederlerse Allah size, onların aleyhine bir yol vermemiştir. Ancak sizinle anlaşması bulunan bir topluluğa gidip sığınan münafıklar bu hükümden müstesnadır. Sığındıkları topluluklara verdiğiniz eman bunlar için de geçerlidir. Veya bunlar, sizinle savaşmaktım kaçındıkları için yahut kendi topluluklarıyla savaşmaktan kaçındıkları için yüreklen sıkıntıya düşerek size geldikleri takdirde bunlar için de eman vardır. Eğer Allah dileseydi sizinle an laşmalı olanlara sığınanları ve savaşmaktan dolayı usanıp sıkıntıya düşerek size gelenleri size sataştırırdı da, düşmanlarınız olan müşriklerle birlikte bunlar da size karşı savaşırlardı. Fakat Allah, lütfuyla onların şerrini sizden uzaklaştırdı. Eğer onlar sizden uzak durup sizinle savaşmaz ve size barış teklif ederlerse, Allah size, onların aleyhine bir yol vermemiştir. O bade böyle davrananlara do kunmayın. Rivâyet ediliyor ki, Bedir ve Uhud savaşlarından sonra, müslümanların sayısı çoğalınca Resûlüllah, Halid b . Velid'i Müdlic kabilesine göndererek onları İslama davet etmek istemiştir. Bu kabilelerden olan Süraka, Peygamber efendimize gelerek şöyle demiştir: "Ey Allah'ın Resulü, kavmime adam gönde receğini öğrendim. Onlara dokunmamanı arzu etdiyorum. Şâyet, senin kavmin olan Kureyşliler müslüman olurlarsa onlarda İslama girerler. Şâyet kavmim müslüman olmazsa onlara düşmanlık beslerler." Bunun üzerine Resûlüllah, Ha lici b. Velid'e "Bununla beraber git ve islediğini yap." buyurdu Halid b. Velid gitti ve Müdlic kabilesiyle Resûlüllah'ın aleyhinde bulunmayacaklarına, Kureyşliler müslüman olursa onların da müslüman olacaklarına dair bir anlaşma yaptı. İşte âyet-i kerime iki sınıf insanın öldürülmemesini bildirmektedir ki bunların birisi, kendisiyle sulh anlaşması yapılan bu Müdlic kabilesine katılan ve onların anlaşmasından istifade edenlerdir. Diğeri de Abbas gibi Bedir savaşında müslümanlarla savaşmak istemedikleri halde kabilelerinin baskısıyla gelip savaşa katılanlardır. Ancak müfessirler bu ve bundan sonra gelen âyet-i kerime’nin, Tevbe suresinin beşinci âyetiyle neshedildiğini, bu itibarla münafıklar, müslümanlardan uzak dursalar, onlarla savaşmasalar ve onlara banş teklifinde bulunsalar bile, müşrikliğe devam ettikleri ve müslüman olmadıkları müddetçe onlarla savaşılacağını söylemişlerdir. Nitekim İkrime, Hasan-ı Basri, Katade ve İbn-i Zeyd bu âyet-i kerime’nin ve benzeri âyetlerin, Tevbe suresinin beşinci âyetiyle neshedildiğini söylemişlerdir. Bu hususta İkrime ve Hasan-ı Basri'nin müşrikler hakkında şu dört âyetin Tevbe suresinin beşinci âyetiyle neshedildiğini söyledikleri Rivâyet edilmiştir. Neshedilen bu âyetler de şunlardır; "Ancak aranızda anlaşma bulunan bir kavme sığınanlar yahut ne sizinle ne de kavimleriyle savaşmak istemedikleri için yürekleri sıkıntıya düşerek size gelenlerle savaşmayın. Allah dileseydi, onları size musallat ederdi de sizinle savaşırlardı. Eğer onlar sizden uzak dururlar, sizinle savaşmazlar ve size barış teklif ederlerse, Allah size onların aleyhine bir yol vermemiştir." "Onlardan diğer bir kısmını da hem sizden hem kendi kavimle rinden emin olmak ister bulacaksınız. Fakat her fitneye döndürmüşlerinde onun içine tepetaklak dalarlar. Şâyet onlar, sizden uzaklaşmaz, size barış teklif etmez ve ellerini sizden çekmezlerse, onları yakalayın ve onları bulduğunuz yerde öldürün. İşte bunların aleyhine size apaçık bir ferman verdik. Nisa sûresi, 4/90, 91Allah, din hususunda sizinle savaşmayan ve sizi yurdunuzdan çıkarmayan kimselere iyilik yapmanızı ve onlara âdil davranmanızı yasaklamaz. Şüphesiz Allah, adaletli davrananları sever." "Allah, ancak sizinle din hususunda savaşanları, sizi yurtla rınızdan çıkaranları ve çıkarılmanıza yardım edenleri dost edinmenizi yasaklar. Kim onları dost edinirse, işte onlar, zalimlerdir. Miîmtahine sûresi, 60/8, 9 Bu âyetleri nesneden âyet ise şudur; "Mukaddes olan haram aylar çıkınca, müşrikleri nerede bulursanız öldürün. Onları yakalayın çember içine alın. Her gözetilecek yerden onları gözetleyin. Eğer tevbe ederler, namazı kılıp zeka tı verirlerse, artık yollarını serbest bırakın. Şüphesiz ki Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir. Tevbe sûresi 9/5 |
﴾ 90 ﴿