100Kim, Allah yolunda hicret ederse, yeryüzünde çok barınacak yerler, genişlik ve bolluk bulur. Kim evinden, Allah ve Resulü için hicret etmek gayesiyle çıkar da sonra ona ölüm gelirse, şüphesiz ki onun mükâfaatı Allah'a aittir. Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir. Kim müşriklerden ayrılır da dini uğruna kaçarak İslam topraklarına ve mü’minlere hicret edecek olursa, Allah'ın, sağlam dini olan İslam uğruna hicret eden bu kimse, yeryüzünde gezip dolaşacağı çok yer ve bolluk bulur. Hem dini nin emirlerini rahatlıkla yerine getirir hem de rızık yönünden zorluk çekmez. Kim de, Allah'a ve Resulüne hicret etme niyetiyle kâfir diyarında bulunan evini terkeder de hicret edeceği yere varmadan ölüm ona gelir çatarsa şüphesiz ki onun yaptığı bu güzel amelin sevabı, Allah'a aittir. Şüphesiz ki Allah, kullarının günahını örten ve onlara karşı şefkatli olandır. Ahmed b. Hannbel, Müsned, C. 4 s. 36 Âyet-i kerime, mü’minleri, İslamı yaşamayacakları toplumların içerisin den ayrılıp hicret emye eteşvik etmekte ve mü’minlerden, hicret ettikleri takdirde sıkıntıya düşecekleri endişesini kaldırmakta, onlara, daha iyi bir hayat yaşaya cakları müjdesini vermektedir. Bu hususta Peygamber efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) de hadis-i şerifinde şöyle bu yurmaktadır: "Kim evinden, Allah yolunda cihada çıkacak olur da bineğinden düşüp ölürse -Ki nerde o mücahidler?- onun mükâfaatını Allah mutlaka verecektir.. Veya bir haşere ısırır da ölürse, yine onun mükâfaatını Allah mutlaka verecektir. Yahut kendiliğinden ölürse yine onun mükâfaatını Allah mutlaka verecektır. "Kim Allah yolunda evinden ayrılıp gider, ölür veya öldürülürse o şehittir. Veya atı yahut katırı kendisini öldürürse, yine kendisini bir haşere sokarak öldürürse ya da Allah'ın dilediği herhangi bir ölümle yatağında ölürse o kimse şehittir. Onun için cennet vardır. Ebû Davud, K. el-Cihad, bab: 15, Hadis no: 2499 Said b. Cübeyr, Katade, İkrime, Dehhak, Süddi, İbn-i Zeyd ve Abdullah b. Abbas bu âyet-i kerime’nin, müslüman olduktan sonra Mekke'de ikamet eden, ancak bundan önceki iki âyt-i kerime inip, özürsüz olduğu halde hicret etme yenleri kınayınca, hasta olmasına rağmen hicret etmek için yola çıkan ve Medi ne'ye varmadan yolda ölen bir kişi hakkında nazil olduğunu söylemişlerdir. An cak bu kişinin isminin, Damre b. el-İys mi yoksa İys b. Damre mi yahut, Damre b. Cündeb mi veya Cündeb b. Damre mi olduğu hususunda farklı Rivâyetler zik redilmiştir. Bu âyetin izahında Said b. Cübeyr diyor ki: "Huzaa oğullarından Damre b. el-îys veya İys b. Damre isminde birisi vardı. Müslümanlara hicret etmeleri emredildiğinde o hastaydı. Ailesine, kendisi için bir sedye yapmalarını ve ken disini Resûlüllah'ın yaşadığı yere götürmelerini emretti. Ailesi, emrini yerine getirdi. Fakat o, "Ten'im" denen yere varınca vefat etti. İşte bunun üzerine bu âyet nazil oldu. Müfessirler bu âyet-i kerime’de geçen ve "Barınak" diye tercüme edilen kelimesinin mânâsı hakkında farklı görüşler zikretmişlerdir. Abdullah b. Abbas, Dehhak, Robi' b. Enes, Hasan-ı Basri, Katade ve Mücahid'e göre bu kelimenin mânâsı, "Bir yerden başka bir yere intikal etmek" de mektir. Yani, değiştirilecek çok yer demektir. Süddi'ye göre, "Rizık aranacak yer" demektir. İbn-i Zeyd'e göre "Hicret edilecek yerler"dir. Âyet-i kerime’de geçen ve "Genişlik ve bolluk" diye tercüme edilen kelimesinin mânâsı: Abdullah b. Abbas, Rebi' b. Enes ve Üchhuk'a göre "Bol rızık" demektir. Katade'ye göre ise "Mânevi genişlik" demektir. Yani hicret eden kişi sapıklıktan çıkıp idÂyete erişmiş olur. Fakirlikten kurtulup zenginliğe ulaşmış olur." demektir. Taberi'ye göre, kelimesinin izahındaki doğru olan görüş bunun mânâsının, "Değiştirilecek yer" olduğunu söyleyen görüştür. kelimesinin izahında doğru olan görüş ise, bunun mânâsının "Bolluk" olduğunu söyleyen görüştür. Bu bolluk, hem rızık bolluğu nu hem de sıkıntıdan kurtulup genişliğe kavuşmayı ifade eder. Taberi diyor ki: "Yezid b. Ebi Habib'in naklettiğine göre Medine halkı bu âyet-i kerimeye dayanarak cihad yapmak için evinden ayrılan ve savaş meyda nına varmadan yolda ölen kimseye ganimetten pay verileceğini söylemişler ve bu âyetin gaziler hakkında indirildiğini bildirmişlerdir. |
﴾ 100 ﴿