143

Münafıklar (inkâr ile iman arasında) bocalamaktadırlar. Ne bunlara (mü’minlere) bağlanırlar ne de şunlara (kâfirlere) Allah, kimi doğru yoldan saptırırsa sen artık ona bir yol bulamazsın.

Bu münafıklar, iman ile inkâr arasında bocalayıp dururlar. Onlar ne tam olarak mü’minlerle beraberdirler ki gerçekten inanmış insanlar gibi amel etsinler ne de müşriklerle beraberdirler ki açıkça müşrik olduklarını söylesinler. Onlar iki sürü arasında kalan koyun gibi şaşkınlık içerisindedirler. Allah'ın, doğru yola muvaffak kılmadığı bir kimse için hakka götürecek hiçbir yol bulamazsın.

Münafıkların bu durumunu Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) de bir hadis-i şerifinde şöyle açıklıyor:

"Münafık, iki sürü aasmda şaşkınca tereddüt eden bir koyuna benzer. Bazan birine tabi olmak ister bazan diğerine." Müslim, K. el-Münafıkîn, bab: I7,lladisno: 2784/ Nesâî, K. el-îman, bab: 31.

Süddi, Katade ve İbn-i Cüreyc bu âyette zikredilen münafıkların tereddüt içinde olmalarını şöyle izah etmiştir: Onlar ne müşriktirler ki Allah'a ortak koş tuklarını açığa vursunlar ne de samimi mü’minlerdir ki imanlarının icabını yap sınlar.

Mücahid ise bu ifadeyi: "Münafıklar, ne Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın sahabilerîne tabi olurlar ne Yahudilere." şeklinde izah etmiştir.

İbn-i Zeyd de: "Münafıklar İslamla inkâr arasında bocalayıp dururlar. Ne müslümanlara ne de kâfirlere bağlanırlar." şeklinde izah etmiştir.

Âyet-i kerime’nin sonunda: "Allah kimi doğru yoldan saptırırsa sen artık ona bir yol bulamazsın." buyurulmaktadır. Bu ifadeden maksat, "Allah kimi, da vet ettiği İslam yolunda yardımsız bırakır ve onu İslama tabi olmaya muvaffak kılmazsa, Ey Rasûlüm, artık sen ona, hak olan İslama götürecek hiçbir yol bulamazsın." demektir.

Allahü teâlâ, İslam dininden başka bir dini din edinenin, dininin kabul edilmeyeceğini ve saptırdığı kimseyi de doğru yola iletecek herhangi bir kimsenin bulunmadığını beyan etmektedir.

143 ﴿