11

Ey iman edenler, Allah'ın, üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Hani bir kavim size el uzatmaya kalkışmıştı da Allah onların ellerini üzerinizden çekmişti, Allah'tan korkun. İman edenler sadece Allah'a güvensinler.

*Müfessirler, Allahü teâlânın bu âyet-i kerime’de mü’minlere lütfettiğini beyan ettiği nimetten hangi nimetin kasdedildiği hususunda farklı görüşler zikretmişlerdir:

a- Asım b. Ömer b. Katade, Abdullah b. Ebibekr, Mücahid, Yezid b. Ebi Ziyad, İkrime ve Ebû Malik'ten nakledilen bir görüşe göre burada zikredilen nimetten maksat, Allahü teâlânın, yanlışlıkla öldürülen Âmir oğullarından iki kişinin diyetlerini ödemede yardımcı olmaları için Nadr oğulları Yahudilerine gittiği zaman onların Resûlüllah'a suikast düzenlemeleri, Allahü teâlânın da vahiy ile bunu Resûlüllah'a bildirip Resûlüllah'i onların saldırısından kurtarmasıdır.

Rivâyet edilir ki Peygamber efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) bir kısım sahabileriyle birlikte Nadr oğulları Yahudilerine gitmiş ve B'ir-i Maune olayından kurtulup geri gelen Amr b. Ümeyye ed-Dâmri'nin, Resûlüllah'la anlaşmalı olan Âmir oğullarından iki kişiyi yanlışlıkla öldürmesi üzerine bu kişilerin diyetlerini ödeme hususunda Nadr oğullarının kendisine yardımcı olmalarını istemişti. Fakat Yahudiler, Amr b. Cehhaş'a, Resûlüllah gelip duvann dibine oturunca onların da çevresinde toplandiklan bir sırada Resûlüllah'ın üzerine el değirmeni taşını düşürmesini söylediler. Bunun üzerine Allahü teâlâ, Peygamberine, Yahudilerin bu tuzağını haber verdi. Resûlüllah da oradan uzaklaşıp Medine'ye döndü. İşte bunun üzerine bu âyet nazil oldu.

b- Abdullah b. Abbas'tan nakledilen diğer bir görüşe göre ise Allahü teâlânın burada zikrettiği nimetten maksat, Resûlüllah'ı, içine zehir kattıkları bir yemekle öldürmek isteyen Yahudilerin suikastından kurtarmasıdır.

c- Katade'den nakledilen başka bir görüşe göre ise Allahü teâlânın bu âyette zikrettiği nimetten maksat, Batn-ı Nahle gazvesinde Resûlüllah'a, düşmanlarının, kendileri namaz kılarlarken saldınya geçeceklerini bildirmesi ve Resûlüllah'a da korku anlarında nasıl namaz kılacağını beyan etmesidir.

Bu hususta Katade diyor ki: "Bu âyet Resûlüllah'a, yedinci gazve olan Batn-ı Nahle gazvesinde nazil olmuştur.

Sa'lebe ve muharib oğulları, Resûlüllah'ı ansızın yakalayıp öldürmek istemişler Allahü teâlâ da bu hallerini Resûlüllah'a bildirmiştir. Katade diyor ki: "Ca-bir b. Abdullah, Resûlüllah ile birlikte Necid tarafına savaşa gittiklerinde savaştan. Resûlüllah ile beraber döndüklerini, dikenli ağaçların çokça bulunduğu bir vadiye geldiklerinde şiddetli bir sıcağın bastırdığını söyledi. Bu sıcakta Resûlüllah bir ağacın gölgesine oturmuş, kılıcını da ağaca asmış ve uyumuştu.

Herkes dağılıp bir ağacın gölgesine çekilmişti. İşte o sırada bir Bedevi gelip Resûlüllah'ın kılıcını alarak kınından çıkarmış ve üzerine yürümüştü. Resûlüllah uyanınca ona demişti ki: "Şimdi seni benim elimden kim kurtaracak?" Resûlüllah ise "Allah" demişti. Adam tekrar: "Seni benim elimden kim kurtaracak?" demiş. Resûlüllah da "Allah" demişti. Bunun üzerine Bedevi kılıcım kınına koymuş Resûlüllah da bizi yanına çağınp hadiseyi anlatmıştı. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bu*adamı cezalandırmamıştı. Bkz. Buhari, K. el-Cihad, hab 84, 87 K. el-Megazi bab: 31, 32

İşte böylece Allah, düşmanın elini Peygamberinden çekmişti.

Taberi bu görüşlerdin

birinci görüşün tercihe şayan olduğunu, buradaki nimetten maksadın, Allahü teâlânın, Resûlüllah'ı, Nadr oğulları Yahudilerinin suikastından kurtarması olduğunu söylemiştir. Zira bundan sonra gelen âyetlerde Yahudilerin çirkin sıfatları zikredilmekte, Allah'a ve Paygamberlerine ihanet ettikleri bildirilmektedir. Resûlüllah'a, onların yaptıklan bu kötülüklere karşı onlara dokunmaması da emredilmektedir. Bu da göstermektedir ki âyette, mü’minlere ve Resûlüllah'a el uzatmak isteyenlerden maksat, Yahudilerdir.

' Âyet-i kerime’nin sonunda "İman edenler sadece Allah'a güvensinler." buyurlumkatadır. Bu ifadeden maksat şudur: "Ey iman edenler, Allah'ın emir ve yasaklarına karşı gelmekten ve sizden aldığı ahdi bozmaktan kaçının. Aksi takdirde çare bulamayacağınız bir cezayı hak edersiniz. Mü’minler işlerini Allah'a bıraksınlar, onun kaza ve kaderine teslim olsunlar, onun zaferine ve yardımına güvensinler. Çünkü bu onların dinlerinin kemale ermesidir.

11 ﴿