93Allah’a yalan uyduran, veya kendisine hiçbir şey vahyolunmadığı halde "Bana vahyolundu" diyen ve: "Allah'ın indirdiği kilap gibi bir kifap ta ben indireceğim" diye iddia edenden daha zalim kim olabilir? O zalimlerin halini, ölüm şiddeti içindeyken bir görsen. Melekler onlara ellerini uzatırlar ve "Ruhunuzu teslim edin. Bugün Allah’a karşı haksız şeyler söylediğinizden ve onun âyetlerine karşı böbürlenmenizden dolayı alçaltıcı bir azapla cezalandırılacaksınız." derler. Allah’a karşı yalan uydurandan veya kendisine hiçbir şey indirilmediği halde "Bana vahiy geliyor" diyen, "Müseylimetül Kezzab, Esvedül Ansî gibi Peygamberlik iddia eden kâfirlerden ve "Ben de Allah'ın indirdiği gibi kilap indiririm, Allah’ın kelamı gibi konuşabilirim" diyen müşriklerden daha zalim kim olabilir? Sen, zalimleri ölüm sarhoşluğu içinde, Melekler kendilerine azap etmek için ellerini uzatmış halde "Verin canınızı, bugün, Allah’a karşı bâtıl şeyler söylemeniz ve âyetlerine karşı böbürlenmeniz sebebiyle alçaltıcı bir azapla cezalandırılacaksınız." dedikleri zaman onların halini bir görsen. Kâfirler can çekilirlerken, melekler onları, azapla, ceza ile, boyunlarına geçirilen halkalarla, zincirlerle, alevlerle, kaynar sularla ve Allah'ın gazabı ile müjdelerler. Bunun üzerine kafirlerin canlan bedenlerine yayılır, çıkmak istemez. Melekler onları, canlanın çıkarıp teslim etmeleri için döverler, ve şöyle derler: "Çıkarın canlarınızı." Bu hususta diğer bir âyet-i kerime’de de şöyle buyurulmaktadır: "Ya Meleklerin, yüzlerine ve arkalarına vura vura canlarını alırken halleri nice olacak. Muhammini sûresi, Âyet: 27 Bu âyet-i kerime. Peygamberlik bakımından Resûlüllah’a benzediklerini iddia etmiş olan Abdullah b. Said b. Ebi Sarh, Müseylimetül Kezzab ve Esvedü'l Ansi gibi bir kısım yalancılara inanan Arap müşriklerinin beyinsiz ve cahil kimseler olduklarını beyan etmektedir. Müfessirler bu âyetin, yukarıda zikredilen kişilerden hangisi hakkında nazil olduğu hususu hakkında çeşitli görüşler zikretmişlerdir. a) İkrimeye göre âyetin "Allah’a yalan uyduran veya kendisine hiçbir şey vahyolunmadığı halde "Bana vahyolundu" diyen..." bölümü, Müseylimetül Kezzab hakkında nazil olmuştur. Bu kişi, vezinli ifadelerle konuşuyor ve gaipten haberler vererek Peygamber olduğunu iddia ediyordu. Âyetin, "Allah'ın indirdiği gibi bir kitap ta ben indireceğim" diye iddia eden..." bölümü ise Abdullah b. Said b. Ebi Sarh hakkında nazil olmuştur. Bu, kişi müslümandi. Resûlüllah’ın vahiy katiplerindendi. Fakat daha sonra dinden çıkıp Mekke müşriklerine katıldı. Daha sonra ise Resûlüllah Mekkeyi fethetmeden önce "Merr" denen yerde iken tekrar müslüman oldu. b) Süddiye göre ise bu âyet-i kerime’nin tamamı Abdullah b. Said b. Ebi Sarh hakkında nazil olmuştur. Katadeye göre ise bu âyet-i kerime sadece Müseylimetül Kezzab hakkında nazil olmuştur. Abdullah b. Abbas, Resûlüllah'ın şöyle dediğinin kendisine anlatıldığını söylemiştir. "Ben uykuda iken iki elime altından iki bileziğin verildiğini gördüm. Bunlardan korktum ve hoş karşılamadım, bana izin verildi. Ben onlara üfledim. İkisi de uçup gittiler. Ben o iki bileziği, "Ortaya çıkacak iki yalancı" olarak yo-rumladım" Hadisi Rivâyet edenlerden Ubeydullah diyor ki: "Bunlardan biri, Feyruzun, Yemende öldürdüğü Esvedül Ansi'dir. Diğeri ise Müseylime'dir Buhari K. et-Tabir bab: 40 Diğer bir Rivâyette hadisin sonu şöyledir: "Bana, o iki bileziğe üflemem vahyedildi. Ben de onlara üfledim. Onların ikisi de uçup gittiler. Ben onları, aralarında bulunduğum iki yalancıya yorumladım. Onlar da, San'a şehrinin yöneticisi ve Yemamenin idarecileridir Buhari K. et-Tabir bab: 40 Taberi diyor ki: "Âyet-i kerime, umumi bir şekilde, Allah’a karşı yalan uyduranları, kendisine bir şey vahyedilmediği halde "Bana vahyedildi" diyenleri ve "Ben de Allah gibi kitap indiririm" diyenleri zikretmiştir. Bu itibarla, âyetin, yukarıda zikredilen bütün kişileri ve onlardan sonra gelip te aynı iddiada bulunan diğer kimseleri kapsadığım söylemenin âyetin umumi ifadesine daha uygun olacağını beyan etmiştir. Âyet-i kerime’de, zalimler ölüm sarhoşluğu ve sıkıntısı içindeyken meleklerin onlara ellerini uzatacakları zikredilmiştir. Meleklerin ellerini uzatmalarından maksat, Abdullah b. Abbas ve Süddiye göre zalimleri dövmeleridir. Zira melekler, kafirlerin canlanın alırken onların yüzlerine ve arkalarına vuracakları başka bir âyette de zikredilmiştir. Dehhak ve Abdullah b. Abbasa göre ise, meleklerin ellerini uzatmalarından maksat, ölüm sarhoşluğunda olan zalimlere azap etmeleridir. Bir kısım Kûfeli âlimlere göre ise onların canlarını istemeleri içindir. |
﴾ 93 ﴿