105Kâfirler: "Onu başkalarından öğrendin." desinler ve bilen bir kavme açıklayalım diye âyetleri geniş olarak işte böyle izah ederiz. Müfessirler ve kıraat âlimleri bu âyette geçen ve "Başkalarından öğrendin" diye tercüme edilen kelimesini farklı şekillerde okumuşlar ve okunan kıraat şekline göre de farklı mânâlar vermişlerdir. a) Medine ve Küfe kurraları ile Abdullah b. Abbas, Mücahid, Süddi ve Dehhakın bu kelimeyi Kur'anda tesbit edilmiş olan şekliyle şeklinde okudukları ve bunun mhanâsının, "Okudun ve öğrendin" demek olduğunu söyledikleri Rivâyet edilmiştir. Taberi de bu kıraati ve bu izah tarzını tercih etmiştir. Çünkü şu âyette de belirtildiği gibi, müşrikler, Resûlüllahı, Kur’an’ı başkasından okuyup öğrenmekle itham ediyorlardı. "Şüphesiz ki biz, kafirlerin, "Bu Kuranı Muhammede bir adam öğretiyor" dediklerini çok iyi biliyoruz. Kuranı Muhammede öğrettiğini iddia ettikleri kimsenin dili yabancıdır. Kur'an ise açık, fasih Arapça'dır. Nahl sûresi, 16/103 b) Abdullah b. Abbas, Said b. Cübeyr, Mücahid, Dehhak ve bir kısım Basra Kurraları bu kelimeyi şeklinde okumuşlar, mânâsının da "Tartıştın, birbirinize okudunuz..." demek olduğunu söylemişlerdir. Yani, Kureyş müşrikleri, Resûlüllahı, ehl-i kitapla tartışarak ve onlarla karşılıklı olarak birbirlerine okuyarak öğrenmekle itham etmişlerdir. c) Katadeden nakledilen başka bir görüşe göre bu kelime, şeklinde okunmuş manası ise "Sana okundu bildirildi" demektir. d) Hasan-ı Basri ye Abdullah b. Mes'uddan nakledilen bir diğer görüşe göre bu kelime şeklinde okunmuştur. Mânâsı ise "Silinip gitmiştir, zamanı geçmiştir" demektir. Yani, müşrikler Resûlüllah’a "Senin bu okuduğun Kur’an’ın zamanı geçmiştir" demişlerdir. Bu âyeti "Biz bu âyetleri sana: "Sen bunu, başkalarından okuyup öğrendin" demesinler diye..." şeklinde izah edenler de vardır. |
﴾ 105 ﴿