73Semud kavmine de kardeşleri Salih'i Peygamber olarak gönderdik. Onlara şöyle dedi; "Ey kavmim, Allah'a ibadet edin. Sizin için ondan başka ilâh yoktur. Size rabbinizden apaçık bir delil gelmiştir. İşte Allah'ın şu dişi devesi size bir mucizedir. Bırakın onu Allah'ın arzından otlasın. Ona bir kötülük yapmayın. Sonra can yakıcı bir azaba uğrarsınız. Bu âyet-i kerime ve bundan gelen âyetler, Salih aleyhisselamm, kendilerine Peygamber olarak gönderildiği Semud kavminin durumunu özet olarak anlatmaktadır. Bu kavim, Hicaz ile Şam toprakları arasındaki "Hicr" bölgesinde yaşıyordu. İşte Allahü teâlâ, Salih aleyhisselami bu kavme Peygamber olarak gönderdi. O da kavmini, diğer Peygamberlerin yaptığı gibi, putları bırakıp yalnızca Allah'a ibadet etmeye davet etti. Onlar ise Salih Peygamberden, Peygamberliğinin doğruluğunu gösteren bir mucize getirmesini istediler. Ve bu sebeple, Hicr bölgesinde bulunan "Kâibe" isimli bir kayadan, doğurması yakınlaşmış bir dişi devenin çıkmasını istediler. Bunun üzerine Salih aleyhisselam, bu mucize gönderildiği takdirde mutlaka iman edeceklerine ve kendisine tâbi olacaklarına dair kesin söz aldı. Ve rabbine yalvardı. Adı geçen taş yarılarak, içinden geniş vücutlu, kusursuz, yavrusu kamında hareket eden bir deve çıktı. Bunun üzerine kavminin ileri gelenleri ve etrafındakiler iman ettiler. Deve, Semud kavmiyle birlikte yaşamaya başladı. Bu deve, diğer normal hayvanlardan çok farklı idi. Bu sebeple çok su içiyordu. Bunun için Semud kavminin su içtiği kuyudan birgün deve bir gün de insanlar içiyordu. Devenin su içtiği gün bütün insanlar süt ihtiyaçlarını ondan sağlıyorlardı. Bu şekilde günle uzayıp gidince Semud kavmi buna tahammül edemeyip deveyi öldürmeye karar verdi. İçlerinden bazdan ona ok attılar ve yere düşen deveyi kesip öldürdüler. Bu haber Salih aleyhisselam'a ulaşınca, âyet-i kerime'ninde belirttiği onlara şöyle dedi: "... Evlerinizde üç daha yaşayın. Bu, yalanlanamayacak bir tehdittir. Hud sûresi, 11/65 Bundan sonra içlerinden dokuz kişi aralarında şöyle kararlaştırdılar: "Biz bu Salibi öldürelim. Eğer tehdidinde doğru ise önce biz onu halletmiş olalım. Şâyet yalancı ise onu da devesine kavuşturalım," Âyet-i kerime bu hususa da şöyle işaret buyuruyor: "Aralarından Allah'a yemin ederek şöyle konuştular: "Salih'i ve ailesini, bir gece baskınıyla öldürelim. Sonra da akrabasına "Yakınlarınızın öldürülmesinden haberimiz yok, şüphesiz bizler doğru kimseleriz." diyelim. Nemi sûresi, 27/49 Bu adamlar geceleyin gelip Salih aleyhisselaın'ı öldermek isteyince Allahü teâlâ bunların üzerine gökten taş yağdırdı ve helak etti. Semud kavmi, Salih aleyhisselam'ın söylediği üç günü beklediler. Birinci gün yüzleri sarardı, ikinci gün kızardı, üçüncü gün simsiyah oldu. Dördüncü günde ise artık Allah'ın azabım bekliyor ve neyin, nereden nasıl geleceğini bilmiyorlardı. Birgün, güneş doğar doğmaz, gökten şiddetli bir gürültü, yerden şiddetli bir sarsıntı başladı. Böylece hepsi oldukları yerde dizüstü çöke kaldılar. Peygamber efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) Semud kavminin yaşamış olduğu Hicr bölgesinden geçerken ashabına, oradan hızlı geçmelerini, oranın kuyularından su içmemelerini ve onların hallerine ağlamalarını söylemiştir. Taberi bu hususta çeşitli Rivâyetler zikretmiştir. |
﴾ 73 ﴿