101Ey Resulüm, işte memleketler, onların haberlerinden bir kısmını sana anlatıyoruz. Şüphesiz ki onlara, Peygamberleri apaçık delillerle gelmişlerdi. Fakat onlar daha önce yalanladıklarına iman edecek değillerdi. Allah, kâfirlerin kalblerini işte böyle mühürler. Ey Rasûlüm, sana anlattığımız, Nuh, Âd, Semud Lût ve Şuayb kavimlerinin ülkelerinde yaşayan insanların haberlerini ve Peygamberlerine karşı nasıl davrandıklarını bildiriyoruz ki, düşmanlarımız karşısında zaferin daima Peygamberlerimize ait olduğunu bilmiş olasın. Bu ülkeler halkına Peygamberler, alelade insanlar gibi değil, apaçık delillerle gelmişlerdi. Kendilerine hak geldiğinde onu yalanlayan müşrikler, elbette ki daha sonra ona iman edecek değillerdi. Allah, geçmişte bu ümmetlerin kalbini mühürlediği gbü, senin ümmetinden olan kâfirlerin kalblerini de öylece mühürler. Âyet-i kerime'de geçen "Fakatonlar, daha önce yalanladıklarına iman edecek değillerdi." İfadesi, mü fessirl er tarafı ulan çeşitli şekillerde izah edilmiştir. a- Süddiye göre bu ifadenin mânâsı şöyledir: "Helak eniğimizi anlattığımız bu müşrikler, kendilerini Âdemin sulbünden çıkarıp iman etmelerine dair söz aklığımızda, yalanlamış oldukları şeylere, daha sonra iman edecek değillerdi. b- Übey bi Kâ'b ve Rebi' b. Enes'e göre ise bu ifadenin manası şöyledir: "Kendilerini helak ettiğimiz bu müşrikler, Âdemin Sulbünden çıkarılıp imana davet edildiklerinde, ikrar etmelerine rağmen, Allah'ın ezeli ilminden Peygamberlerini yalanlayacakları daha önceden belli olduğu için helak edilmeselerdi de iman edecek değillerdi. c- Mücahide göre bu ifadenin manası şöyledir: "Bu müşrikler, helak edilmeden önce iman etmediklerinden helak edilmelerinden sonra tekrar diriltilecek olsalardı yine iman etmezlerdir. Taberi, bu görüşlerden ikinci görüşün tercihe şayan olduğunu, bu ifadenin manasının da şöyle olduğunu söylemiştir. "Helak edilen bu müşriklerin iman etmeyecekleri, Allah'ın ezeli ilminde belli olduğu için bunlar, kendilerine peygamberler geldiğinde onlara iman edecek değillerdi. |
﴾ 101 ﴿