2Mü’minler ancak o kimselerdirki, Allah zikredildiği zaman kalbleri ürperir. Allah'ın âyetleri onlara okunduğu zaman imanlarını artırır ve sadece rablerine güvenirler. Mü’minler, Allah'ın, kitabında indirdiği yasaklan ihlal edip farzları terkedenler değil, Allah anıldığı zaman kalbleri, ürperen kendilerine Allah'ın âyetleri okunduğunda kalbleri ürperip imanları artan ve Allah'tan başka kimseden medet ummayanlardir. Bu âyet-i kerime, gerçekten iman edenlerin sıfatlarını beyan etmekte onların, Allah'ın âyetleri okunduğunda kalblerinin ürperdiğini, böylece Allah'ın emirlerine sımsıkı sarılıp yasaklarından derhal kaçındıklarını beyan etmektedir. Mü’mine yaraşan, bir günah işlediğinde hemen ondan tevbe etmesidir. Bu hususta diğer bir âyet-i kerime'de şöyle buyurulmaktadır: "Onlar, bir hayasızlık yaptıkları veya nefislerine zulmettikleri zaman Allah’ı hatırlarlar ve hemen günahlarının bağışlanmasını isterler. Günahları Allah'tan başka kim bağışlar? Yaptıkları kötülükte bile bile ısrar etmezler. Al-i İmrân sûresi, 3/135 Abdullah b. Abbas diyor ki: "Münafıklar, Allah'ın farzlarını yerine getirirken onların kalbine Allah'ı hatırlatma gimez. Onlar, Allah'ın âyetlerinden herhangi birine iman etmezler. Allah'a tevekkül etmezler. Kimsenin olmadığı yerde namaz kımazlar. Mallarının zekâtlarım vermezler. Bu sebeple Allahü teâlâ, onların mü’min olmadıklarını bildirmiş, mü’minleri ise şu şekilde vasfılandırmıştır. "Mü’minler ancak o kimselerdir ki, Allah zikredildiği zaman kalbleri ürperir. Böylece Allah'ın farz kıldığı ibadetleri yerine getirirler. Âyetleri kendilerine okunduğu zaman ise onların imanları artar ve onlar ancak Allah'a güvenirler. Onun dışında herhangi bir kimseye güvenmezler. |
﴾ 2 ﴿