33Halbuki sen onların içlerindeyken, Allah onlara azap edecek değildi. Affedilmelerini dilerlerken de Allah onlara azap edecek değildir. Ey Rasûlüm, sen onların içinde bulunduğun müddetçe onlara azap edecek değilim. Onlar, af diledikleri takdirde de kendilerine azap edecek değilim. Müfessirler, bu âyet-i kerimeye çeşitli şekillerde mana vermişlerdir. a- İbn-i Ebza, Ebû Malik, Dehhak ve Abdullah b. Abbas'a göre bu âyetin izahı şöyledir: "Ey Rasûlüm, sen Mekke'de o müşriklerin içindeyken Allah onlara azap edecek değildi. Mü’minler de Mekke'de affedilmelerini dilerken Allah, Mekkede bulunan müşriklere azap edecek değildi. Sen ve mü’minler, oradan çıkmanızdan sonra o kâfirlere, Mekke fethedilerek azap edilmiş oldu. Bu hususta İbn-i Ebza diyor ki: "Resûlüllah Mekke'de iken Allah ona: "Sen onların içlerindeyken Allah onlara azap edecek değildi." âyetim indirdi. Bundan sonra Resûlüllah hicret edip Medine'ye gitti. Bundan sonra, mü’minler de Mekke'den çıkınca Allah "insanları meescid-i haramdan ahkoyarlarken Allah onlara niçin azap etmesin?" Âyetini indirdi Böylece, Peygamberine, Mekke'yi fethetmesine dair izin verdi. Mekke'nin fethi ise müşrikler için bir azaptı. b- Abdullah b. Abbas, Yezid b. Rûman, Muhammed b. Kays ve İbn-i İshaka göre bu Âyetin izahı şöyledir: "Ey Rasûlüm, sen Mekke'de Kureyşlilerin içlerindeyken seni onların arasından çıkarmadan Allah onlara azap edecek değildir. Yine Kureyş müşrikleri, Kabeyi tavaf ederken veya yaptıkları kötülüklere pişman olurken "Ya rabbi, sen bizi affet" derlerken Allah onlara azap edecek değildir. Ancak insanları mescid-i haramdan ahkoyarlarken Allah onlara âhirette niçip azap etmesin?" Görüldüğü gibi bu izaha göre, Allah'ın müşriklere azap göndermemesinin sebebi içlerinde Resûlüllah'ın bulunması bir de birinci görüşte zikredildiği gibi mü’minlerin değil de bizzat kendilerinin, yerine ve zamanına göre Allah'tan af dilemeleridir. Bundan sonra gelen âyette müşriklerin uğrayacakları bildirilen azap ise âhiret azabıdır. Bu hususta Abdullah b. Abbas diyor ki: "Müşrikler, Kâbeyi tavaf ediyor ve şöyle diyorlardı: "Emrine amadeyiz. Senin hiçbir ortağın yoktur. Emrine amadeyiz. Resûlüllah'da buyurdu ki: Doğru, doğru" Bunun üzerine müşrikler de diyorlardı ki: "Senin hiçbir ortağın yoktur. Ancak öyle bir ortağın vardır ki, sen ona maliksin. O ise hiçbir şeye mâlik değildir. Affet bizi, affet bizi!" işte bunun üzerine Allahü teâlâ "Sen onların içindeyken Allah onlara azap edecek değildir. Affedilmelerini dilerlerken de Allah onlara azap edecek değildir." âyetini indirdi. Evet, onlar için iki güvence vardı. Bunlardan biri, Allah'ın Peygamberi, diğeri ise af dilemeleriydi. Peygamber gitti, Sadece af dilemeleri kaldı. Bundan sonra gelen: "İnsanları Mescid-i haramdan alıkoyarlarken, Allah onlara niçip azap etmesin..." âyet-i kerimesi ise, âhirette görecekleri azabı bildirmektedir. c- Katade, Süddi ve İbn-i Zeyde göre ise bu âyeytin izahı şöyledir: "Ey Rasûlüm, Sen Mekke'de o müşriklerin içlerindeyken Allah onlara azabedecek değildi. Onlar affedilmelerini dilemiş olsalardı, affedilmelerini dilerlerken de Allah onlara azabedecek değildi. Fakat onlar, affedilmelerini dilemediler. Bu itabarla insanları mescid-i haram'dan ahkoyarlarken Allah onlara niçin azabetmesin?" Bunların izahına göre Allahü teâlâ bu âyet-i kerime'de Resûlüllah içlerinde bulunduğu müddetçe müşriklere azabetmeyeceğini beyan etmiş, Resûlüllah'ın onların arasından ayrılmasından sonra ise Allah'dan af dilemedikleriden ve mü’minlerin, mescid-i haram'a girmelerine engel olmalarından dolayı azaba uğratacağını bildirmiştir. d- İkrime ve Mücahide göre ise bu âyetin izahı şöyledir: "Ey Rasûlüm, sen Mekke'de onların içlerindeyken Allah onlara azap edecek değildir." Bu izaha göre ise Allahü teâlâ'nın müşrikleri, derhal cezalandırmam asının sebebi, onların içinde Resûlüllah'ın bulunması ve onların zamanla müslüman olacaklarındandır. e- Abdullah b. Abbas'tan nakledilen diğer bir görüşe göre ise bu âyetin izahı şöyledir: "Sen, Mekkede o müşriklerin içindeyken Allah onlara azap edecek değildir. Ezelde müslüman olacakları yazıldığından Allah'tan af dileyerek iman edeceklerinden Allah onlara azap edecek değildir. Ancak mü’minleri mescid-i haram'dan alıkoyanlar müstesnadır. Bunlar, Bedir savaşında boyunları kılıçla vurularak azaba uğratmışlardır. f- Abdullah b. Abbas, Mücahid ve Dehhaktan nakledilen diğer bir görüşe göre bu âyetin izahı şöyledir: Ey Rasûlüm, Sen Mekke'de, müşriklerin içindeyken Allah onlara azap edecek değildir. Onların iman edip namaz kılmaları beklenirken de Allah onlara azap edecek değildir. g- İkrime ve Hasan-ı Basriye göre ise bu âyet-i kerime'nin hükmü, bun dan sonra gelen âyetle neshedilmiştir. Öyle ki, Allahü teâlâ bu âyet-i kerime'de, Resûlüllah'ın içlerinde bulunması ve onların da Allah'dan af dilemeleri sebebiyle müşriklere azabetmeyeceğini bildirmiş, bundan sonra gelen âyet-i kerime'de ise, müşriklerin mü’minleri, mescid-i haram'dan alıkoymaları yüzünden azaba uğratılacaklarını beyan etmiş ve bu âyet-i neshetmiştir. Taberi diyor ki: "Bu âyeti izah eden görüşlerden, bana göre en doğru olanı şudur: "Allahü teâlâ Resûlüllah'a bildirmiştir ki "Sen, müşriklerin içinde bulunduğun sürece ben onlara azabetmem. Zira ben, peygamberimin, içinde bulunduğu bir ülkeyi helak etmem. Yine Allahü teâlâ Resûlüllah'a bildirmiştir ki "Seni onların içinden çıkardıktan sonra onlar, yaptıklarından vaz geçip affedilmelerini isteyecek olsalardı yine ben onlara azap edecek değildim. Fakat onlar, günah ve inkârlarından vaz geçip af dilemiyorlar. Bilakis ısrar ediyorlar. Bu sebeple onlar azabı hak etmiş oluyorlar." Bu görüşü tercih etmemizin sebebi şudur: "Mekke müşrikleri, "Şâyet Muhammed'in getirdiği doğru ise sen bizim üzerimize gökten taş yağdır. Veya bize can yakıcı bir azap ver." demişlerdir. Bunun üzerine de Allahü teâlâ, peygamberine buyurmuştur ki: "Sen onların içindeyken ben onlara azap edecek değilim. Seni onların içinden çıkardıktan sonra onlar af dilemiş olsalardı yine onlara azap edecek değildim. Fakat onlar, isyan ve inkârlarına devam ettiler. İnsanları, mescid-i haram'dan alıkoydular. Artık ben onlara niçin azap etmiyeyim?" Böylece Allahü teâlâ, azap isteyen bu insanları, Resûlüllah'ı aralarından çıkarmasından sonra, azabına uğratacağını bildirmiş ve Bedir savaşında mağlup ederek ileri gelenlerinin boynunu vurdurmuştur. Âhirette de kendilerini cehennem azabı beklemektedir. Bir kısım insanların, burada zikredilenleri, mü’minler sayıp bu sebeple helak edilmediklerini söylemeleri isabetli değildir. Zira âyet, müşriklerden bahsetmektedir. Keza, diğer birkısım insanların bu âyetin, bundan sonra gelenâyetle neshedildiğini söylemelir, isabetli değildir. Zira bu âyet, belli şeyleri beyan eden bir haberdir. Haberlerin ise neshedilmeleri söz konusu değildir. Neshedilme ancak emir ve yasaklarda olur. |
﴾ 33 ﴿