91

Allah ve Peygamberine karşı samimi oldukları takdirde, âcizlere, hastalara, harcayacak birşey bulamayanlara, cihada çıkmamaktan dolayı bir sorumluluk yoktur. İyilikte bulunanları ayıplamaya yer yoktur, Allah, çok bağışlayan ve çok merhamet edendir.

Âyet-i kerime"nin "Allah ve Resulüne karşı samimi oldukları takdirde" diye tercüm edilen bölümü "Allah ve Resulü için nasihatta bulundukları takdirde" şeklinde izah edilmiştir.

Bu âyet-i kerime, cihada katılmamakta kimlerin mazur sayılacağını beyan etmektedir. Bunlar, kör ve topal gibi âcizler, hastalar ve savaşa gitmek için maddi imkânı olmayanlardır. Yeter ki bunlar Allah’a ve Peygamberine karşı samimi olsunlar, özürlerinde haklı bulunsunlar. İnsanları savaştan caydırmasınlar. Geride fitne çıkarmasınlar ve onlara nasihatta bulunsunlar. İşte bu takdirde kendilerine bir sorumluluk yoktur. Katade bu âyet-i kerime’nin Âiz b. Amr hakkında indiğini söylemiş Abdullah b. Abbas ise Abdullah b. Mukaffel ve arkadaşları hakkında indiğini söylemiştir. Katade'nin görüşü bu şekilde izah edilmektedir.

Zeyd b. Sabit diyor ki: "Ben, Resûlüllah’a gelen vahyi yazanlardan biriydim. Birgün Tevbe suresini yazıyordum. Kalemi kulağımın üzerine koyduğum bir sırada (Yazım işi bittiği bir sırada) bize savaşmamız emredildi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kendisine vahyedilen emirlerle meşguldü. O anda gözleri görmeyin birisi geldi "Ey Allah'ın Resulü benim durumum ne olacak, ben körüm?" dedi. İşte bunun üzerine bu âyet nazil oldu.

91 ﴿