20Ayrıca o su ile Tur-i Sina'da yetişen bir ağaç bitirdik ki, meyvesi yağlıdır, yiyenlere katıktır. Yine biz, gökten indirdiğimiz o yağmurlarla, Sina dağında biten zeytin ağacını var ettik. O zeytin ağacı, kendisinden yağ üretilen zeytin verir. Ve bu yağ, yiyenler için bir katıktır. Âyet-i kerime’de geçen "Tur-i Sina" yani, Sina dağı, Abdullah b. Abbas ve İbn-i Zeyd'e göre, Hazret-i Mûsa'nın üzerine çıkarak Allahü teâlâ ile konuştuğu Sina çölünde bulunan dağdır. Bu izaha göre zeytinin asıl vatanı bu dağdır. Taberi bu görüşü tercih etmiştir. Katade ve Dehhak'tan rivâyet edilen başka bir görüşe göre ise buradaki "Sina" kelimesi "Güzel olan" anlamına gelmektedir. Mücahid'den nakledilen bir görüşe göre de burada zikredilen "Sina" kelimesi "Mübarek kılınmış" anlamına gelmektedir. Bu iki izah tarzına göre âyetin mânâsı şöyle olur: "Biz, gökten indirdiğimiz yağmurla, mübarek dağlarda biten veya güzel olan dağlarda biten zeytin ağacını var ettik." Peygamber Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) bir Hadis-i Şerifinde zeytinin kıymetine işaret ederek şöyle buyurmaktadır: "Zeytin yağını yeyin ve onu sürünün. Zira o, mübarek bir ağaçtandır." Tirmizî, K. el-Et'ime, bab: 43, Hadis No: 1851/İbn Mâce, K. el-Etı'ime bab: 34, Hadis No 3319,3320 |
﴾ 20 ﴿