66

Doğrusu âhiret hakkındaki bilgileri art arda takviye edilmektedir. Ne var ki onlar, ondan şüphe etmektedirler. Daha doğrusu onlar, ondan yana kördürler.

Bu âyeti kerime, çeşitli kıraat şeklilerinde okunmuştur. Müfessirler bu âyetteki kıraatların farklılığına göre farklı mânâlar vermişlerdir.

Atâ el-Horasânî'nin Abdullah b. Abbas'tan naklettiği bir görüşe göre bu âyetin mânâsı şöyledir: "Müşrikler ne zaman diriltileceklerini bilmezler. Ancak âhirette gözleriyle gördüklerinde, dünyada iken yalanladıkları şeyin gerçek olduğunu anlayacaklardır. Ne var ki onlar, dünyada iken âhiretten şüphe etmektedirler.

Abdullah b. Abbas'tan nakledilen diğer bir görüşe göre de âyetin mânâsı şöyledir: "Müşriklerin dünyadaki ilimleri âhirette kaybolacaktır. Onlar orada kör gibi olacaklardır."

Katade'den nakledilen bir görüşe göre ise mânâ şöyledir: "Müşriklerin bilgileri âhireti idrak edememektedir. Onlar, bunu bilmeyi de istemezler."

Mücahid'den nakledilen bir görüşe göre ise âyetin mânâsı şöyledir: "Onların bilgileri âhireti idrak mi edecektir? Onların bilgileri âhireti nereden idrak edecektir?"

Taberi, âyetin kıraat şekillerinden birine göre mânâsının şöyle olduğunu söylemiştir: "Onlar ne zaman dirileceklerini nereden bileceklerdir? Onlar, dirilecekleri vakti, âhirette dirildikten sonra idrak edeceklerdir. Fakat o zaman, dirilme vaktini bilmeleri, kendilerine bir fayda vermeyecektir. Dünyada ise müşrikler âhiret hakkında şüphe içindedirler. Daha doğrusu onlar ondan yana kördürler.

Yine Taberi'ye göre diğer bir kıraat şeklinde de mânâ şöyledir: "Müşrikler ne zaman dirileceklerini nereden bilecekler? Yoksa onların âhiret hakkındaki bilgileri peşpeşe mi gelmiştir? Yani, onların âhiret hakkındaki ilimleri birbirini takibetmemiştir. Onlar onu bilmezler ve onu idrak edemezler. Onlar, kıyamet hakkında şüphe içindedirler. Daha doğrusu onlar ondan yana kördürler.

66 ﴿