15

Mûsa, halkının bir gaflet anında şehre girdi. Orada, biri kendi taraftarlarından, diğeri düşmanlarından olan iki adamın düğüştüğünü gördü Kendi taraftarlarından olan adam, düşmanlarından olan adama karşı, Mûsadan yardım istedi. Bunun üzerine Mûsa adama bir yumruk vurup öldürdü. "Bu yaptığım şeytanın işidir. O, gerçekten insanı saptıran apaçık bir düşmandır." dedi.

Mûsa, halkının bir gaflet anında şehre girdi." ifadesinde geçen şehirin, Firavunun yaşamış olduğu, Kahire'den iki fersah uzaklıktaki bir yer olduğu Rivâyet edilmektedir. Dehhak, buranın "Ayn-ı Şems" mevkii olduğunu söylemiş Taberi ise burasını "Münuf' adındaki şehir olduğunu zikretmiştir.

Şehir halkının gaflette oldukları an, bazı müfessirlere göre tam öğlen sıcağının bastığı an,

bazılarına göre de akşam ile yatsı namazı arasıdır.

Süddî diyor ki: "Hazret-i Mûsa büyüyünce Firavunun bindiği bineklere biniyor ve onun giydiği gibi elbiseler giyiyordu. Mûsa'ya da "Firavunun oğlu Mûsa" deniyordu. Birgün Firavun, Mûsa'nın bulunmadığı bir zamanda bineğine binip ikametgâhına gitti. Mûsa gelince Firavunun gittiğini öğrendi. O da arkasından Firavunu takibederek bineğe binip yola koyuldu ve tam öğlen sıcağında "Münuf'a vardı.

İbn-i İshak ise şöyle diyor: "Mûsa, güç ve kuvvetine erip olgunluk çağına varınca Allah ona ilim ve hikmet vedi. Mûsa'nın, İsrailoğullarından taraftarları vardı. Onun çevresinde toplanıp kendisini dinliyor ve söylediklerini tutuyorlardı. Mûsa hakikatlan anlayınca Firavun ve kavminin aleyhinde konuşmaya başladı. Onun bu konuşmaları Firavuna haber verildi. Bunun üzerine Firavun ve taraftarları Mûsa'yı tehdit ettiler. Mûsa onlardan korktu. Artık Firavunun ikametgahına korkarak gidiyordu.

Yine birgün Mûsa, şehir halkının gafil olduğu bir anda, Firavunun ikamet ettiği şehre girdi ve orada, âyette zikredilen hadise meydana geldi.

İbn-i Zeyd diyor ki: "Hazret-i Mûsa küçükken Firavuna sopasiyla vurmuş o da Mûsa'nın bir daha ikametgahına sokulmamasını emretmiştir. Fakat Mûsa büyüyünce bu durum unutulmuş ve tekrar, Firavunun kaldığı yere girmesine izin verilmiştir.

İşte halkının gafil olduğu, yani, Mûsa'nın, sopasıyla firavuna vuduğunun unutulduğu bir sırada Mûsa, Firavunun oturduğu şehre girmiş ve orada, biri İsrailoğullarından kendi taraftan diğeri ise Kıptîlerden olan Firavunun taraftan olan iki kişinin döğüştüğünü görmüştür.

İsrailoğullarından olan kişi Mûsa'dan yardım istemiş, Mûsa da Firavunun taraftan olan Kıptî'ye bir yumruk vurmuş ve onu öldürmüştür.

Sonra Mûsa kendi kendine şöyle demiştir: "Bu adamı öldürmem, şeytanın beni gazaplandırmasındandır. Şüphesiz ki şeytan, Âdemoğulları için bir düşmandır, onları doğru yoldan saptırandır. Zira şeytan, kötü amelleri güzel gösterir, güzel amelleri de, kötü gösterir.

15 ﴿