21

Biz, (İnkârdan) vazgeçip tevbe etsinler diye (âhiretteki) o büyük azaptan önce, mutlaka onlara (dünyadaki) yakın azabı tattıracağız.

Âyet-i kerime’de zikredilen "Yakın azap"tan maksadın ne olduğu hakkında çeşitli Rivâyetler zikredilmiştir.

Abdullah b. Abbas, Übey b. Kâ'b, Ebul Aliye, Dehhak, Hasan-i Basrî ve İbrahim en-Nehaî'den nakledilen bir görüşe göre buradaki "Yakın aazap"tan maksat, kulun, dünyada iken canına ve malına gelen âfet ve felaketlerdir. Allah, kulunu öldürmeden önce onun basma çeşitli felaket getirir ki tevbe edip Allah’a yönelsin. Şâyet bunu yapmazsa âhiretteki büyük azabı hak eder.

İkrime'nin, Abdullah b. Abbas'tan naklettiği diğer bir görüşe göre ise âyette zikredilen "Yakın azap"tan maksat, dünyada verilen dini cezalardır. Bu cezalara maruz kalanlar tevbe ederlerse âhiretteki büyük cezalardan kurtulmuş olabilirler.

Abdullah b. Mes'ud, Hasan b. Ali, Mücahid ve Übey b. Kâ'b'dan nakledilen diğer bir görüşe göre ise, âyette zikredilen""Yakın azap"tan maksat, Bedir savaşında olduğu gibi, kâfirlerin öldürülmeleridir.

İbrahim en-Nehai'den nakledilen bir görüşe göre ise âyette zikredilen "Yakın azap"tan maksat, kıtlık yıllandır. Mücahid'den nakledilen diğer bir görüşe göre ise "Yakın azap"tan maksat, dünyada görülen açlık, felaketler, Öldürülme gibi her türlü cezalardır. Âyette zikredilen "Büyük azap"tan maksat ise, âhiret azabıdır.

21 ﴿